Dijwar: "Neden? Niçin? Niye? Sebep?": Neden? Niçin? Niye? Sebep? Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü." Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz...

Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü." Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz ki... Hatta o kadar duygusuz olmuş ki açıklamayı okuyanların "anlatım bozukluğunu" farketmemesi imkansız neredeyse. Ek olarak kuzeninin ifadesine kısmen yer veriliyor, onaylarcasına... Başka bir yerde kuzeni "daha önce de kürtçe şarkı yüzünden saldırıya uğradık" diyor. Tabi bu didişmeler yaşanırken Barış hala defnedilmeyi bekliyor... İyimser olmayı seviyorum her konuda, ama bu iyimserliğim realiteyi görmeme engel olacak bir iyimserlik değil. Orada bir genç öldürüldü! Üstünde durulması gereken öldürülmesi mi yoksa sebebi mi?! Akşam haberlerin bir kısmında belki göreceğiz belki de hiç görmeyeceğiz, görsek bile "üstlerin istediği şekilde" yansıtılacağına eminim. Sorun şu olacak belkide akşam, barış bir kedi kadar ilgi görmeyecek, sosyal medyada "örümcek" diye ağzını yuvarlayan bir kadın(!) kadar yada cinsiyetçi küfürleri söyleyen küçük bir çocuk kadar ilgi görmeyecek. Niteliksiz insanlar kadar ilgi görmeyecek muhtemelen... Kedi ne alaka deyip, hayvan seviciliğini göstermeye çalışacak olanlar da vardır elbette, umarım tepkimin kedilerin konu edilmesine olmadığını anlarsınız. Tepkim hayvan sevmelerine değildir, insan sevememeyedir. Kedi demişken bu aralar çok popüler değil mi? İnstagramdaki ordaki burdaki kadrajlarınıza almayı unutmayın. Stroyleeiniz bunla dolsun lütfen. Akşam bir de buna yanacağız değil mi? Barış hala ölü bu arada... Akşam belki de haberleri seyretmeyeceksiniz bile, yine uyku halinde toplumun ölü canları olacağız. Hatta yine popüler olan, Survivor'ı izlersiniz. Acun Medya'nın değil miydi o ya? Hani kendi programlarında Kürtçe şarkıyı yasaklayan? Ersin'in annesi ile kürtçe konuşamadığı? Ama Yunanistan'lı birinin Yunanca konuşbildiği... Kürtçe düşmanlığı mı var? Haşa... Biz kendimiz ötekileştiyoruz kendimizi değil mi? Doğru, çok haklısınız. Barış kalbinde vurulmuştu bu arada... Kardeşlik demiştik, hani şu katliamlardan, suikastlerden, öldürmelerden, linçlerden sonra ve bir de özellikle seçim zamanı dillerden düşmeyen o güzel kelime... Bir yazar şöyle demişti, "Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir..." Gerçek olanı biliyoruz, gerçek olarak algılatılan galiba kardeşlik... Zaten kardeşlik denince akla güven ve yardım konusu gelmez mi ilk akla? Güven var mı bu toplumda? Peki yardım? Başka bir söz daha vardı, "Kardeşi olanın beli bükülür ama gönlü bükülmez" diye... Sizce de ilk gönülden bükülmeye başlanılmadı mı? Çok öncelere gidelim, toplum tarafından genel olarak dinlenilen, ilgi gören Ahmed Kaya, Kürtçe şarkı söyleyip, bu şarkının da klibini çekeceğim dedi diye dönemin sözde aydın ve sanatçıları tarafından yuhalanıp, çatal bıçak fırlatılmamış mıydı? İnsan bazen oturup düşünüyor, böyle birine, toplumdaki sözde ün salan kişiler böyle tepki veriyorsa, bana ne yapılmaz ki? Barış hala kalbinden vurulu... Her Kürt her Türk aynı değil... Dur, sakin ol burada kimse ayrı veya aynı demiyoruz zaten. Demagojilere gerek yok... Hemen algılara başlayıp kendini deşifre etme... İyi bir manipülasyon bir gerçeğin yardımına ihtiyaç duyar, aslında en çok bu yapılıyor, psikolojik manipülasyon. Tarihi bir gerçekliği önünüze getirir, zaten böyle böyle olmuştu deyip, size ölüleri bile unutturmaya çalışırlar, en çok da din kardeşliğine baş vururlar. Bir de dış mihraklar... Psikolojik manipülasyon demişken anlamına bir bakalım... İnsanları kendi bilgileri dışında veya istemedikleri hâlde etkileme veya yönlendirme anlamına gelir. Bu etkileme ve yönlendirme sonucu insanlar davranış değişikliği ya da kanaat değişikliği gösterebilirler. Davranış ve kanaat değişikliğine tüm etkilenme ve yönlendirme uygulamalarını kapsar. Hiç yabancı gelmedi değil mi? Bu arada Barış da yabancı değil, Ağrı Patnos'lu bir kardeşimizdi... Sanırım Ağrı hakkında tek bildiğimiz, Ağrı Dağı'nın yüksekliği... Kardeştik ama çok iyi biliriz birbirimizi. Dağına kadar! Kürtçe şarkı olsun veya valiliğin dediği gibi olsun gerçek sebep, yine de şu gerçeği önünüze alın, neden böyle haberler çıkıyor? Neden Kürtçe şarkı dinledi diye yapıldı bu denildi? Acaba böyle durumlar yaşandığı için olabilir mi? Niçin sorusunu sorun bir kendinize. Bu önemli soru sözcüğünün bile en az 4 şekli varken, bu dördünden birini bile neden sormayız kendimize... Benim de çok Kürt arkadaşım var ama hiçbiri... Böyle bir cümle duyarsanız hemen ordan kaçın. Çünkü ardından gelecek her kelime seni salak yerine koyan sözcüklerden ibaret olacaktır. Bu arada benim de çok Türk arkadaşım var dünyalar tatlısı insanlar ve hiçbiri de sizin gibi düşünmüyor. Neyse siz onlara da bölücü demeden kapatalım bu konuyu. Barış öldürülmüştü değil mi? Muhtemelen bu ileti de saçma bir şikayet ile kaldırılacak, sözlerimde hakaret ve hukuka aykırılık olmamasına rağmen. Burdan şikayet edecek olana da, kaldıracak olana da iyi kalpler dilerim... Dilerim şaşıracağımız güzellikler yaşarız... Barış daha 20 yaşındaydı...

··

406 görüntüleme

Kadir Tribbiani

@Kafkaesque_ ·

01 Haziran 2020 16:38

Maalesef Dijwar. Bu ülkede asırlardır bizi tarihe gömmek isteyen, 20. YY başında bir olup kapımıza kadar gelip ülkeyi işgal eden ülkelerin müziğini dinleyip, söylersen entelektüel sayılırsın. Eğer o ülkelere karşı omuz omuza Türkmen'i, avşarı, çerkezi ile birlikte ülkeyi müdafa eden Kürt'ün müziğini dinleyip, söylersen gerici ve yobaz sayılırsın. Hatta öldürülürsün. Emeği geçenlerin içleri müsterih olsun.

Dijwar

@Dijwarr ·

01 Haziran 2020 16:41

Maalesef...

Noktalı Virgül

@noktalivirgul0 ·

01 Haziran 2020 17:17

Twitter'da gündem, bir insanın öldürülmesinden ziyade, olayı ne şekilde yansıtabiliriz yarışında. İktidar yanlıları provakatörlere itibar etmeyin diye yırtınırken, asıl provakatörlük yapanların kendi ruhsuz kelimeleri olduğunu askıya alıyorlar. Dün, George Floyd ve Türkiyeli insanların ırkçılığa dair olan tepkilerini düşününce şu kanıya vardım: Yüzyıllardır iç içe yaşayıp birbirlerinden olan fakat adı "Kürt" olan insanlarına yönelik ayrıştırıcı etkenlerini halletmişlercesine bu kadar duyar kasmaları samimiyetsizliğin tescillenmesidir. Acaba ırkçılığın sadece belli bir renk ve dış görünümden oluştuğunu mu sanıyorlar? Ya terminolojik bilgileri sıfır ya da bilinçli bir eylemin ürünü Kürtlere karşı dolaylı veya doğrudan yapılan faşistlik. Barış'ın öldürülmesi her ne sebepten olursa olsun bir can kaybı söz konusu mu değil mi ona bakılması gerekirken meseleyi çarpıtıp yaymaya çalışmak tam bir ilkesizlik. "Zulüm bizdense ben bizden değilim!" (Rachel Corrie) duruşuna sahip olabilmek kadar yüce bir şey yoktur sanırım. Bu bilince sahip olmaları temennisiyle.

Dijwar

@Dijwarr ·

01 Haziran 2020 17:27

Umarım böyle düşünebilme yetisine sahip olabilirler...

Astêrkia ✓

@Sterk_21 ·

01 Haziran 2020 17:12

Biz var eden, bizi biz kılan şeyler için; dilimiz, dinimiz, ırkımız için yargılanacaksak ne anlamı var ki yaşamın. Evet Barış daha 20 yaşındaydı ve hayalleri ile birlikte bıçaklanarak öldürüldü. Sadece bıçaklayan değil ona bıçaklama cesareti verende suçlu. Herşeyden önce bir insan öldü. Umarım empati kurabilirler...

Zîn

@Ziinn ·

01 Haziran 2020 16:53

sadece beğenilerek, üstten üstten okuyup anlamaya çalışılmadan geçilecek bir yazı değil.. Yazı okuyucuya belli sorular çerçevesinde ilgili konuyu çok güzel ve açık bir şekilde açıklamış.. Yanında da okuru da sorularla düşündürüyor.. Şunu da eklemek istiyorum konu ne olursa olsun gencecik bir insanın ölümü meşru değildir ve belirli yargılarla meşrulaştırılamaz... #barışçakan rahmetle...