Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü."
Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz
machiavellinin şöyle bir sözü var. İnsanlar, babalarının ölümünü, sahip olduğu malların kaybından daha çabuk unuturlar. Diyor sanırım
Bizde ölümleri hep cabuk unutuk veya hiç görmedik, gördüğümüz tek şey para olduğu için sanırım bu haldeyiz.
Marcus Aurelius un da şöyle bir sözü var diyor ki, Yakında öleceksin, ama sen hâlâ yalın, dingin, dış olayların sana zarar verebilecekleri kuşkusundan uzak değilsin,
Yani kısacası bu halka zarar vermelerine neden olan gene bu halktır.