Gönderi

360 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Eylül
Kimilerinin sıkıcı diye yorumlamasına rağmen iki defa okuduğum kitaptır. Eylül, Mehmet Rauf'un zirveye çıktığı ve bir benzerini yazamadığı eseridir zannımca. Orada edilen sohbetler sanki ben de bir sandalyeye oturmuşum gibi canlı gelirdi. Onlarla o güzel evde vakit geçirdiğimi hisseder, o pencereden bakıp Süreyya'yı beklemiş gibi olurdum. (spoiler) Kadınla erkek arasındaki farklar, karı koca arasındaki duygu değişimleri ve asıl olarak Necip'in masum bulduğu hayranlığının karşı konulmaz bir aşka dönüşmesi. Suat ona nasıl birini istediğini sorduğunda utanarak sizin gibi olsun demişti. Sonra bu cevap Necip'in kalbinde değişti. "Sizin gibi" cevabının "ancak sen olursan"a dönüşümünü okuduk aslında. Bununla beraber içine girilen kısır döngü. Necip, Suat'ı masumiyeti için sevmişti. Suat'sa, Necip'in aşkını bir tesadüfle anlamış, Necip'in bunun yanlış olduğunu bildiğinden sır gibi saklayabilmesi Suat'ı hayran bırakmış, çirkin görmesine engel olmuştu. Karşılıklı olarak ilk etapta ikisi de günaha bulanmamış sayabiliyorlardı hem kendilerini hem birbirlerini. Ama ya karşılık verdiklerinde? Şunu çok düşünmüştüm. Eğer birlikte kaçsalardı birbirlerinden tiksinmeyecekler miydi? Ki kitapta da bu benzer şekilde irdeleniyor. Aşklarına sebep olan masumiyetin katili bizzat aşklarını yaşamaları olacaktı. Oradaki derin duyguların var olma sebebi o duyguların yaşanma arzusuyla ortadan kalkmış oluyor. Bu gerçekten bir girdap gibiydi. İşte "imkansızlık" dedirtiyor. Aslında bunu tam olarak öğrenemiyoruz kitapta. Ama sanırım ölmeyip kaçsalardı da sonunun mutlu olması bu yüzden "imkansız" olacaktı.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Bordo Siyah Yayınları · 201839.8k okunma
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.