Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 18 hours
AÇLIK DİLSİZ DÜŞMANDIR “Felâket yedi kardeştir.” der bir Kazak atasözü. İnsanın başına istemediği bir şey geldiği zaman peşinden ardı arkası kesilmeyen felâketler de gelir. Açlık, bu felâketlerin en kötülerindendir. İnsanlar, tarihin her döneminde salgınlara, kıtlığa, depreme, doğal afetlere vb. pek çok kötü olaylara maruz kalmışlardır. Kazakistan’da 1929-1933 yılları arasında yaşanan kıtlık, insanların yaşayabilmek için nasıl mücadele ettiğinin en önemli örneklerindendir. Varlık içinde yokluk, yokluk içinde açlık, açlık içinde ölüm… Kötünün yükseldiği iyinin alçaldığı yıllar... İnsanların ellerindeki hayvanlar alınıp hakları verilmedi, açlığa, ölüme terk edildiler. Hayvanları kesip tonlarca eti kokutup halka bir lokma dahi vermediler. Halk açlıktan ne yapacağını bilmiyordu. Bir süre ellerindekiler ile idare etmeye çalıştılar fakat kötüler durur mu? Halkın elindeki bir lokma una, darıya, buğdaya göz diktiler. Kazak halkı göz göre göre ölüyordu… Çayın Türk milleti için önemli bir yeri vardır. Kazak halkı o dönemde, daha önce çay koydukları bezleri kaynatıp kaynatıp suyunu içiyordu. Çünkü kokusu bile yetiyordu. Halkın elinde o kadar yiyecek yoktu ki çevrelerinde hangi hayvanı bulsalar yemek zorunda kalıyorlardı: Fare, böcek, kuş… #Kazakistan #Zulüm
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)Vahit Türk · Bilge Kültür Sanat · 201620 okunma
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.