Okumuş olduğunuz ve okuduktan sonra naçizane duygularla ele aldığınız bu kitaba dair incelemenizi okuyunca, aklıma daha bir iki gün önce bir arkadaşımla geçmişe, çocukluğuma dair yaptığımız yolculuk geldi. Gecenin o vakti 2 saatliğine kadar ta 80'li yıllara bir yolculuk yaptık ve şimdi uzun ara sonra o duyguları, hem o gün hem de bugün tekrar bir film şeridi gibi yaşarken, zamane çocuklarının ne kadar da şanslı olduklarını düşünmeden edemedim.
Kendi çocuğuma bakarak, bu duruma üzülsem mi yoksa, benim hayatımdan geçenleri göz önüne alarak sevinsem mi bilemedim! Her iki türlü de ikilemde kalıyor insan, ama kıyamadığı için ikinci seçenek ben dâhil birçoğumuzun tercihi oluyor diye düşünüyorum.
Kim olumsuz yaşadığını kendi neferine, gelecek nesline hak görür ki?! Onu koruyup kollamak için elinden geleni yapar, ama evet haklısınız. Onların geleceğe dair hayatlarında önemli yer edinecek öz güvenlerini de ellerinden almamız gerekir. Onlarla ilgilenirken, çok dikkatli olmamız, ölçüleri, bazı sınırları aşmamız gerekliliği düşüncesi bende de var. O daha üç yaşındayken, birlikte yolda yürürken ona kendi güvenini sağlamak adına, elini sıkı tutmuyor, hatta ona işaret parmağımız uzatarak, sıkıca kavramasını ve o elin kontrolünün onun üzerinde olduğu hissini değil de, istediği zaman serbest hareket edebileceği hissini vermekti gayem.
Benim doğru düzgün, çocukluk anılarımda hatırladığım tatlı geçen günlerim olmadığı için, ona geçen yılbaşında Noel Baba kıyafeti aldım. Bir çuval diktirdim, dağıtması için tüm apartmana yetecek kadar çikolata aldım ve insanlarla sosyalleşebilmesi, iyi ilişkiler kurabilmesi ve anılarında güzel yer edinmek için etkinlik bile yaptım. Ben tıraş olurken hep beni hayretle izlemesinden etkilenerek, bir gün tıraş bıçağının kapağını yapıştırıp, onun yüzüne köpük sürerek, bir yetişkin insan gibi tıraş olma hissini tattırdım ve ilerisi için kayda aldım.
Ömrüm vefa ettikçe ona birçok şey katabileceğimin farkındayım, ama bazen 'Helikopter Ebeveynler' duygularımız daha öne çıkıyor ve ister fazlasıyla koruma hissine kapılıyoruz işte. Umarım o eşit dengeyi her bir anne ve babanın kurabilmesi dileğiyle Gülbahar Hanım.
Size incelemeniz ve bu güzel paylaşımınız için teşekkür ederim. Edebiyatınız daim ve akşamınız hoş olsun efenim. Saygılar.