YAZI VE DİL DEVRİMİ'NİN EN BÜYÜK NEDENİ AŞAĞIDAKİ ŞU İKİ DÖRTLÜKTEN RAHATLIKLA ANLAYABİLİYORUZ ASLINDA
17.Yüzyıl Halk edebiyatçılardan Karacaoğlan'ın yazdıkları:
''Nedendir de kömür gözlüm nedendir ?
Şu geceki benim uyumadığım
Çetin derler ayrılığın derdini
Ayrılık derdine doyamadığım''
Yukarıda ki dörtlük 16.ve 17. yüzyılda yazılmış ve günümzde rahatlıkla okunabiliyorken
Aynı dönemlerde yazılmış Arapça Farsça ağırlıklı bir dörtlük yazan Nefi'nin çok sadece yazılmış bir örneğini verelim.
''Girdi miftâh-ı der-i günc-i ma'ânî elime
Âleme bezz-i gevher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil''
Günümüz de bunu anlayabilecek kaç insan mevcuttur acaba ?
Mesele yazı değil tamamen dil meselesidir.Önceleri Türkçe olarak adlandırılan dil zamanla Arapça ve Farsça'nın hücumuna uğraması sonucu Osmanlıca olarak adlandırılmak zorunda kalmış ve sanki yeni bir dil gibi davranılmış. Türkçe, Osmanlı'da artık sadece halkın konuşma dili olarak bırakılmış ve çok uzun süre uyku haline geçmiş. Ve 1928'de yeniden Mustafa Kemal'in uzun çalışmaları ve kurulan heyetler ile Türkçe uyandırılmıştır. Bugün de dilimize Batı dillerinden bir tecavüz söz konusu belki de 50 sene sonra Türkçe yeniden bir uyku dönemine geçebilir. Türkçe'ne sahip çık.