Gönderi

Bize öyle geliyor ki, natüralizmin sınırlarını zorlayan bir gerçekçilik, Âkif'e Islam dünyasının içinde çırpındığı sefaleti, meskeneti ve uğradığı felaketleri bütün çıplaklığıyla göz önüne sermek için en uygun yöntem olarak görünmüştü. Zaman zaman, Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım! diye çırpınması, kepenklerini kapadığı iç dünyasındaki isyanların, kaynamaların, coşmaların, başka bir deyişle, bastırmaya çalıştığı mistisizmin bulabildiği boşluklardan kendini dışa vurmasıydı.
Sayfa 195
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.