Şaka gibi!
Adam resmen kitap içerisinde kendini ve kitaplarını övmek için kitap yazmış ve bu roman burada 8 üzerinde bir puana sahip.
Bu kitabın içerisinde bir polisiye yok, bir kurgu falan yok; bu kitabın içerisinde bir yazarın egosu var, kibri var, kendini şişirmesi var. Kitapta yazarın aktarabildiği tek vurucu nokta: Bir dönem İstanbul Tarlabaşı halkının imrenilmeyecek yaşamları...
Kitapta neredeyse zeytinyağlı dolma yerken çözülen bir cinayet :) (Tam bir safsataydı!)
Yani kitap içerisinde bir süre sonra "Ya bu Ahmet Ümit çok kaliteli, olağanüstü bir yazar" tarzı cümleler bekledim ama şükür ki o kadar abartmamış.
İmza gününe kaşe ile giden yazardan beklenecek hareketler aslında!
Olumlu tarafı, arada bir bu tarz kitaplar okumak lazım ki beğenerek okuduğumuz bazı eserlerin değerini daha iyi anlamamızı sağlasın...
İyi okumalar dilemek isterdim, umarım okumazsınız :)