"Bu hikaye tamamen gerçek, zira onu baştan sona ben uydurdum"
Boris Vian
Yukarıdaki sözle başlıyor kitap. Gerçek olamayacak kadar değişik olaylar sunuyor okurun önüne. Ama inanıyorsunuz da. Kitaptaki Tebligat'la uçmaya başlıyorsunuz önce. Bulutların içinden geçerek hüzünlü bir öyküde buluyorsunuz kendinizi. Elbiselerinizin ıslanması hep bundan.
"Sizin turuncu pijamalı korsanınıza inanıyorum ben, Lidl yoğurtlarını mideye indiren Senegalli Çinlinize, yeşil domateslerle petank oynayan Renault fabrikası rahiplerinize. İnanıyorum. Çünkü inanmak bana iyi geliyor."
Bu kitapta geçen olaylara inanmış ve bu rüyanın gerçekleşmesine imkan tanıyan herkes biliyor ki Tebligat ekmek almaya bile uçarak gidiyor artık. Zehra kızarmış ekmek sever çünkü.