“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçi şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki tarafa…” cümleleri kitabın ilk cümleleridir ve konu aldığı zaman diliminin özeti gibidir. Fransız İhtilali sırasında yaşayan bir grup insanın özel yaşantısından yola çıkıp, o dönemde yaşanan toplumsal olaylar, ayaklanmalar ve terör hareketlerinin anlatıldığı kitap, Fransız İhtilalini ve sonrasındaki terör dönemini en güzel anlatan kitap olma özelliğine sahip bence. Yazar, devrim sırasında yaşanan olayları, hem soylu burjuva üzerinden hem de köylü ve yoksullar üzerinden içinizi donduracak gerçeklerle sizi yüzleştirerek anlatıyor. “Her iki ülkede de halkın açlığı pahasına karnı doyan soyluların her şeyin ilelebet böyle güllük gülistanlık devam edeceğine dair bir inancı vardı.” Bu alıntı genel tabloyu çok güzel özetliyor aslında. İnsanı insan yapan duygulardan en belirgin olanlarının sevgi, merhamet, şefkat, yardımlaşma, vefa ve acıma olduğu söylenebilir. Buna rağmen kitapta, intikam duygusu irdelenerek bu duygunun insanı insan olmaktan ne kadar uzaklaştırdığını görmekteyiz. Ana karakterlerden biri olan Avukat Sidney Carton'un, karşılıksız sevdiği Lucie’nin mutluluğu için Charles Darnay yerine idama gitmesi sevginin/aşkın gücünün nelere kadir olduğunu gözler önüne sermektedir. “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik ya da Ölüm Cumhuriyeti” sloganını haykırarak geçmişinde halka eziyet eden aristokrasi mensupları yanı sıra pek çok masum insan hayatını yitirdiği ihtilal günlerinde en değerli duygulardan biri olan “sevgi” nin yoksunluğunun vurgulanması sebebiyle özel bir kitaptır. İYİ OKUMALAR

İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,7bin okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özge