Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
10/10 puan verdi
Kitap için başyapıt desem hiç de abartmış sayılmam. Uzun süredir okuduğum en nitelikli, felsefi yönü oldukça derin ve bunların yanında psikanalizi feminist kuram ile yorumlayarak hem sosyopolitik hem psikolojik hem de felsefi anlamda feminist kurama büyük bir katkı sağlıyor. Öncelikle kitabın ana teması olan psikanaliz noktasından başlayarak biraz anlatmaya çalışayım size kitabı. Yazarımız Schneider’ın Marilyn Monroe ve imgelemesi üzerinden gerçekleştirdiği sine-psikanaliz çözümlemesini feminist kuramı kullanarak çözümleme yoluna gitmiş. Cinsiyet ayrımının, film terminolojisi içinde nasıl bir güvenli liman görevi atfedildiğine dikkat çekmeyi isteyen yazarımız, Lacancı psikanalizden yola çıkarak, ‘kadınlık’ ve ‘cinsiyet ayrımı’ olgularının eleştirisi aracılığıyla, bu terimlerin hegomonik dilin dayanağı olduğunu ve statükoyu beslediğini anlatıyor bizlere. Rose'un şu sözü her şeyi açıklar noktadadır; ''Yazıdan daha fazlası ancak olaydan daha az bir şey olan psikanaliz, dilin sonsuz oyununun yakalayamadığı, sınıf, ekonomi ya da iktidarla da açıklanamayacak bir uğrağa işaret etmeyi sürdürüyor. Psikanalizin hem siyasi öneminin hem de zorluğunun kaynağı daima bu olagelmiştir. Bunun en açık ifade edildiği yer ise feminizmdir. Öznellik, cinsiyet farkı ve fantazi terimlerinin, hem sabitlemeden hem de inkardan kaçınılarak anlaşılmasının bugün hala son derece önemli bir iş olduğu kanısındayım.” Kitabın sine-psikanaliz kuramı, feminist kuram ve cinsellik tartışmasını öne çıkararak, sinema olgusu içindeki feminist sorunları irdeleyen Rose, feminist kuram içindeki cinsellik tartışmasında sinematik imgenin, cinsiyet ayrımının yapılanmasını ve devamlılığını sağlayan temsiliyetinin modeli olarak kabul edildiğini anlatıyor. Bu da, kadınların ''algı'' konusundaki bilinçleriyle feminizmin fark ettiği, politik ve ideolojik sorunu, imgenin kurgulanması noktasından tarif etme ihtiyacıyla doğrudan bir devamlılık arz ediyor. Problem, kadının görsel (keyfi) bir gösteri* olması... ve problemin merkezindeyse ataerkil düşüncenin cinsiyet farkı tutumundan hareket ederek, psikanalizden yardım alması var Rose’a göre. Keza psikanalizden devamlı devşirilen kavramlar, tam da cinsiyet ayrımı sorununa meşruiyet kazandırmak amacı gütmektedir. Rose bunu şöyle özetliyor; ''Dişil olanın bu kurgulanışıyla kadınların maruz kaldığı diğer tahakküm ve tabiiyet biçimleri arasındaki ilişkinin sinema içinden, sinemayı kullanarak nasıl formüle edilebileceğini sormamız gerekir.'' Oldukça çözümlemeci bir dil var kitapta bu da size uzun ve yorucu cümleler olarak geri dönebilir. Ancak Rose, ''Kadınlar iç dünyalarının en acı verici ve karanlık cephelerine girmekten kaçınmazlar.'' diyerek bu yorucu gelebilecek kitabın haklılığını anlatıyor bizlere. Feminizmin kendini bulabilmesi, kadınların karanlık yanlarıyla yüzleşmesinden geçtiğini, dişil dilin belirleyici olması ise feminizmin kendisiyle yüzleşmesinden geçeceğini belirterek mükemmel bir kitabı bitiriyor Rose.
Görme ve Cinsellik
Görme ve CinsellikJacqueline Rose · Metis Yayıncılık · 201018 okunma
··
160 görüntüleme
Pelin okurunun profil resmi
Teşekkürler inceleme için alacağım…
Uğur De Molinari
Uğur De Molinari
Uğur De Molinari okurunun profil resmi
Umarım beğenirsiniz
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.