''Bir kasabanın ara sokaklarında karşılaşmıştım şu duvar yazısıyla: "Seveceksen sev, aşkım!"..
Belli ki geçip giden zamandan yediği dayaklarla bitkin düşmüş bir genç karalamıştı. Aşkın, zaten bekleyiş ve hasretten başka bir şey olmadığını bilmiyordu henüz''....