Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
Bilal Günaydın ile Manipülasyon Tekniklerinin Bazıları
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitaptaki bazı örnekler ve manipülasyon teknikleri bakış açımı değiştirdi. Bununla da kalmadı beni biraz paranoyak etti :D Şuan dünyaya biraz daha farklı bakıyorum diyebilirim. Tabi buna sadece yazar sebep olmadı. Ona kalmış olsa algı yönetimi için verdiği örnekler yüzünden şuan çok daha farklı bakıyor olurdum :D Bunu olumlu anlamda söylemiyorum :D Neyse birkaç örnek vererek bazı manipülasyon tekniklerine değinip incelemeyi noktalayacağım. Manipülasyon nedir? Yönlendirmek, etkilemek, harekete geçirme diyebiliriz. Basit bir örnek vereyim. Bir müteahhitsiniz diyelim. Büyük abileriniz sayesinde gelecekteki bazı yapılacak planları biliyorsunuz. Şehirde güzel bir muhit var ve ileride müthiş değerlenecek. Sizde oradan bir arsa almak istiyorsunuz ama bunu ucuza kapatmak istiyorsunuz. Orada bulunan bölge halkını uyandırmadan bu durumu çözmek için kahvelerde, sokaklarda bir yalan söyletmeye başlıyorsunuz. Adamlarınız oralara gidip buranın deprem bölgesi olduğunu söylemeye başlıyor. Büyük abileriniz gerçekten de bölgedeki bazı yerlerin deprem bölgesi olduğunu size göstermiştir. Bunu kullanıp harekete geçiyorsunuz. Bölge halkı da çok sık duyulan bu yalana inanmaya başlıyor. Yalanın daha inandırıcı olması için oraya deprem uzmanı gönderir ve inceleme yaptırıyorsunuz. Yalancı uzman da halkın kafasını karıştırdı mı bu iş tamamdır. Uzman daha önce deprem bölgesi olmayan bu yerin zaman içerisinde böyle olduğunu halka anlatıyor. Amacınıza ulaşıyorsunuz. Bölge halkı kara kara düşünürken oraya gideriyorsunuz ve arsaları ucuza kapatıyorsunuz. Bölgedeki bazı yerleri değil her yeri deprem bölgesi olarak gösterdiğiniz için risksiz yerlerden arsa alsanız bile halk bu duruma uyanmıyor. Tabi senaryoya göre bölge halkı da sizin kadar çakaldır. Deprem bölgesindeki arsayı karşısındakine satmak istiyor. Bu senaryo gerçek olsa büyük ihtimal bizim ülkede olur zaten :D Çünkü bizim halk sözde iyidir. Deprem olur, ev kiraları artar. Havaalanında bomba patlar, taksici para ile hastaneye götüreyim der. Böyle bir ülkeyiz biz ne yazık ki. Deprem uzmanları gelip beni linç etmeyiniz. :D Tamamen uyduruyorum şuan. Fay hareketlerinden vs anlamam. Devam ediyorum. Şimdi bu müteahhit hangi yöntemleri kullanarak halkı kandırmıştır? 1)Amacının asla bilinmemesini sağlamıştır. İnsanlar sadece depreme odaklanmıştır. 2)Gerçeğe yaslanmıştır. Bölgedeki bazı yerlerin gerçekten de deprem bölgesi olduğunu gösterip gerçekle yalanı karıştırmıştır. 3)Uzman kullanmıştır. Eminim internette dolaşan şu meşhur hangi mesleklere daha çok güveniyorsunuz anketini görmüşsünüzdür. Siyasiler ve din görevlileri en altta bilim adamları, uzmanlar, öğretmenler en üsttedir. Eğer müteahhit oraya deprem uzmanı yerine bir din adamı gönderseydi işler böyle olur muydu? Din adamı elinde Kur’anla gidip zina ediyorsunuz burada deprem olur, bakın Kur’an’da örnekleri var deseydi halk buna ne kadar inanırdı? Müslümanlar bana kızmasın. Acı ama gerçek bir tablo bu. Din adamlarının güvenirliliği sarsılmış durumda. Bunu da bir tür algı operasyonu yüzünden yapıyorlar diyebiliriz ama yukarıda da dediğim gibi gerçeğe yaslanmış bir operasyonla yapılıyor. Onların da hiç masum olmayan tarafları var. Ama bu demek değildir ki bilim adamları her zaman güvenilirdir. Onlar için de bir örneğim var. 4)Doğru zamanda doğru yerde olmak. Planını ince ince işleyen müteahhidimiz deprem söylentilerinin artık tamamen gerçek olduğunun düşünüldüğü ve bu gerçeğin kabullenildiği bir zamanda ortaya çıkmıştır. Bu olay hiç şaşmaz. Önce ortamı ayarlarsın sonra ortaya çıkarsın. En gerekli olduğu zamanda birden ortaya çıkarsın. Tarihte bir sürü örneği vardır. Örneğin 1.dünya savaşı için tüm şartlar sağlanmıştı ve bir tek başlaması için bir sebep aranıyordu. Ne oldu? Avusturya imparatorluk prensinin suikastını gerçekleştiren “Kara El” örgütü tam zamanında ortaya çıktı ve savaşı başlattı. Tarih kitapları da bunu sadece savaş bahanesi olarak yazar. Geliyorum ikinci örneğe. Bilim insanları gerçekten güvenilir mi? 40 yıl boyunca dünyayı kandıran Piltdown Adamı vakasını duydunuz mu? Kitaptaki örneği olduğu gibi kısaltarak, atlayarak yazıyorum. “Amatör bir arkeolog olan Charles Dawson’un Doğu Sussex’e bağlı Piltdown bölgesinde bulduğu insan kafatası ve maymun çenesine ait olan kemik parçalarının, Geological Society Of London’da yapılan sükseli bir toplantıyla, aynı canlıya ait olduğu duyurulmuştu. Gerçekte duyurulan, tarihin en büyük keşfi değil, bilim tarihinin en büyük sahtekârlıklarından biriydi. 1918 Aralığında Arthur Smith Woodward ve Charles Dawson Eoanthropous ( Şafak İnsanı ) olarak adlandırdıkları erken Pleistosen dönemine ait bir kafatası ve çene kemiği fosili bulduklarını açıkladılar. Kafatası parçaları bariz bir şekilde insana aitti; ama beraberinde bulunan çene maymun çenesine benziyordu. Bulunan kafatası ve kemik parçalarına bakarak Piltdown İnsanı olarak adlandırılan yaratığı, Darwin’in modern insan ile maymun benzeri ataları arasındaki kayıp halkayı tamamlamaya aday olacak kadar eski olduğu düşünüldü. Woodward’un bulunan parçalar ışığında kafatasının bir modelini yapması böylesi bir olasılığı daha da güçlendirdi. Kafatası açık bir şekilde insana ait özellikler gösteriyordu; ancak beyni bilinen bütün maymunların beyinlerinden daha büyük olmakla birlikte, insanlarınkinden daha küçüktü. Çene ise bariz şekilde maymunsuydu. Çenenin bulunan parçasındaki iki azı dişi aşınarak dümdüz hale gelmişti. Bu tür aşınmış azı dişleri yalnızca insanlarda olur, çünkü maymunların köpek dişi, azıların aşınmasına neden olan çenenin yanlamasına hareketini engeller. Woodward yaptığı modelde böyle bir çene kemiğinin büyük bir köpek dişine sahip olacağını düşünmüştü. Woodward köpek dişini dışarıya doğru çıkıntılı yaptı. Böyle çene yanlamasına hareket edebilecek ve bu şekilde azılardaki benzeri görülmemiş yıpranmayı açıklayabilecekti.” Bu sahtekârlık 40 yıl boyunca anlaşılmadı. Sizce niye bu kadar uzun sürdü? Bilim insanları bunu niye göremedi? Çünkü o zaman böyle bir yalana ihtiyaç vardı. Evrim teorisini desteklemesi için bir kanıt gerekiyordu. Bu fırsat önlerine altın tepside sunuldu. Onlarda atladı. Bilim camiasının hepsi bunu destekledi diyemeyiz ama büyük çoğunluk bunu destekledi ya da ses çıkarmadı. Başka türlü 40 yıl boyunca anlaşılamamasının açıklaması olamaz. Yukarıdaki arsa örneğindeki gibi gerçeğe yaslamak, uzmanları kullanmak, doğru zamanda ortaya çıkması bu manipülasyonun 40 yıl boyunca anlaşılamamasını sağlamıştı. İncelemenin sonuna geldik. Açıkçası yazarın objektif bir kitap yazdığını düşünmüyorum. Birçok olayı kendi dini bakış açısından yola çıkarak anlatmaya çalışmış. Algı yönetimi örnekleri verirken kadına şiddetin ülkemizde medya tarafından abartıldığını sık sık vurguluyor. Erkeklerin aslında o kadarda suçlu olmadığını anlatmaya çalışıyor. Tabi bu dediklerim örneklerden bazılarıdır. Yazar algı yönetimi derken kendi algı oyunlarını bize kabul ettirmeye çalışıyor diyebilirim. Tarafsız gözle bakarsam bu kitaptan yine de bir şeyler öğrenilebilir diyebilirim. Tabi okurken cımbızla çekip öğrenmeye çalışmanız gerekiyor. Kavramları öğrenin. Sonra da yazarın örneklerinden çok kendi örneklerinizle düşünmeye çalışın. Yoksa manipüle olabilirsiniz :D Eğer bilgi edinmek, dünyayı anlamlandırmak adına size medyadan servis edilenlerle, çevrenizden duyduklarınızla yetinen biriyseniz kitabı okumayın. Size katacağı bir şey yoktur. Eğer kitleler tarafından sürüklenmekten bıkmış, ters tarafa gitmeyi istiyorsanız, kuşkucu biriyseniz ve bazı tekniklerle algı yönetiminin, yönlendirilmenin önüne geçmek istiyorsanız kitabı okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar dilerim.
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
Algı Yönetimi ve ManipülasyonMücahit Gültekin · Pınar Yayınları · 20161,577 okunma
·
565 görüntüleme
Diyet Doktoru okurunun profil resmi
Sabırla, uzun uzun ve üşenmeden yazdığınız için sizi 2 kez tebrik ediyorum; sonuna kadar okuyabildiğim için kkendmi de 1 kez tebrik ediyorum :)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Bu çok uzun değil. Bazı incelemelerim gerçekten çok uzun. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.