SPOİLER İÇERİR.
Okuduğum en etkileyici kitaplardan biri.Etkileyici olmasının sebebini anlatmadan önce kitap hakkında biraz bilgi.Kurban Santiago Nasar, cinayetten bir gün önce dünya evine girecek olan Angela Vicario’nun bekâretini kaybetmesinin suçlusu ilan edilir. Angela onlara bir isim vermiştir o isim Santiagodur.İkiz olan abiler kız kardeşlerinin namusunu temizlemek için Santiago Nasar’ın ölüm fermanını imzalarlar.Fakat ikizler bu cinayetin olmaması için çaba sarfederler. Cinayetin haberini, gördükleri herkese duyurmaya çalışırlar. Kasabada cinayetten habersiz tek kişi Santiago’dur. Vicario ikizlerinin bu cinayeti işleyemeceklerine olan inançtan mıdır yoksa Santiago herkesin biraz nefretini kazandığından mıdır onu gördüklerinde kimse ona cinayetten bahsetmemiştir. Santiago’nun haberi olur ama iş işten geçmiştir. Evdeki kapıların üzerine kapanmasıyla Santiago Nasar bir dizi talihsizlikler ile orada can verir.
Kuşkusuz romanın önemli tespitlerimden biri Santiago'nun öldürüleceğini tüm kasaba bildiği halde neden bu cinayet engellenemiyor?
İkinci tespitim suçlu olup olmadığı ispat edilmeden sadece bir isim verilerek öldürülmesi.Sonradan suçsuz olduğu anlaşılıyor.Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.” Önyargılar üzerine işlenen bir cinayet bu söz önemli.Angela isim verirken kasabanın nefretini kazanmış birinin ismini bilerek mi verdi?Bu ismi bir sevdiğini kollamak için mi feda etti.
Üçüncü tespitim öldürüldükten sonraki otopsi şekli ve kime otopsi yaptırıldığı konusunda Santiago'nun ne yazık ki ölüsüne de saygı duyulmuyor.
Yaşanmış bir olaydan esinlenerek yazılmış roman hakkında çok şey yazılabilir cinayet romanımız için okurken çok farkına varılmıyor bittikten sonra farkına vardım.Yazar araya serpiştirmiş olayları başta yazılan şeyleri sona doğru bir kalıba sokamıyorsunuz.İlk sayfada Santiago'nun öldürüleceğini veriyor işleniş biçimini son sayfada veriyor.Son sözler çok etkileyici.Acının tarifi olmaz.
-Santiago, yavrum diye bağırmıştı. Neyin var ?
Santiago Nasar,onu tanımıştı.
-Beni öldürdüler,Wene Hala demişti.