CAHİT IRGAT’IN HAYATINDAN ÇİZGİLER
Bu yaşam öyküsel kronoloji, Cahit Irgat’ın 35.
sanat yılı jübile broşürü için hazırlandı. Üsluptan
da anlaşılacağı gibi, metnin Cahit Irgat tarafından
yazıldığı anlaşılıyor. Metin güncellenerek yayına
hazırlandı.
1916– 21 Mart gecesi Lüleburgaz’da dünyaya
geldi.
1918– Birinci Dünya Savaşı’nın sonu. Subay
olan babasının doğuya tayiniyle okul çağına kadar
oralarda kaldı.
1923– Annesinin memleketi olan Lüleburgaz’da
ilkokula başladı.
1927– Orta eğitimi için İstanbul Vefa Lisesi’ne
girdi.
1929– İstanbul Muallim Mektebi’ne geçti,
Edirne’ye nakledildi.
1930– Edebiyata yöneldi. Okul temsillerinde
oynarken öğrenci müfettişi romancı Reşat Nuri
Güntekin ve resim öğretmeni heykeltraş Ratip
Âşir tarafından oyunculuğa teşvik edildi.
1934– Edirne’ye uğrayan Raşit Rıza
Tiyatrosu’na başvurdu. Raşit Rıza tarafından çok
sevildi, ama “Okulunu bitir, sonra gel” tavsiyesiyle
karşılaştı. Aynı yıl mektuplaştığı Ertuğrul
Muhsin’den de aynı cevapları aldı.
1935– Raşit Rıza Tiyatrosu, İstanbul Şehir
Tiyatrosu’ndan ayrılanlarla kuvvetlenmişti. Gene
Raşit Rıza’ya başvurdu. Tiyatroya kabul edildi.
Saray Sineması’ndaki O Gece piyesiyle galasını
yapan Raşit Rıza Tiyatrosu’nda bir uşak rolüyle
profesyonel oldu. Kötü yola saptı diye ailesi
tarafından reddedildi.
1936– Altı ay kadar süren Raşit Rıza
Tiyatrosu’ndan sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu’na
girdi. Muhsin Ertuğrul kırk Figüran arasından onu
kadroya almıştı. Bir yandan sahneye çıkıyor, diğer
yandan İstanbul Konservatuvarı’na devam
ediyordu. İlk şiirini bu yıl “Cahit Saffet” imzasıyla
Varlık’ta yayımladı. Eleştirmen –ve şiir konusunda
çok duyarlı, yeni şairlerin kokusunu almakta üstün
bir yeteneği olan– Nurullah Ataç tarafından
beğenildi. Ankara Devlet Konservatuvar’ı açtığı
sınavlara girdi, kazandı. Üç yıl en gözde
öğrencilerinden biri olarak okudu. Üçüncü yıl
sonu konservatuvardan ayrılıp İstanbul Şehir
Tiyatrosu’na döndü.
1939– İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda önemli
roller oynamaya başladı.
1940– Faruk Kenç’in yönettiği Yılmaz Ali
filmiyle sinema oyunculuğuna başladı.
1941– Sesli çekilen ve üç ayda biten –rol aldığı
ikinci filmi– Kahveci Güzeli ’nde oynadı. Muhsin
Ertuğrul yönetiminde Hâzım Körmükçü, Münir
Nurettin, Nevin Seval gibi seçkin oyuncularla
birlikte çalıştı.
1945– İlk şiir kitabı Bu Şehrin Çocukları
yayımlandı. İlk karısı Mîna Urgan’ı bu devrede
asistanken tanıdı.
1946– İlk romanı, Halide Edip Adıvar’ın
tavsiyesiyle Geri Dönemezsin [Necatigil 1948; YKY
1947 olarak veriyor] yayımlandı.
1947– İkinci şiir kitabı Rüzgârlarım Konuşuyor
yayımlandı. Ferdi Tayfur’un yönetiminde İstiklâl
Madalyası, Senede Bir Gün, Üçüncü Selim
filmlerinden dolgunca paralar aldı. Avrupa hasreti
vardır.
1948– Fransız hükümetinden burs aldı, Paris’e
gitti. Charles Dullin’in tiyatro kurslarına devam
etti. Zamanının birçok ünlü kadın ve erkek
oyuncuları ve şairleriyle tanıştı. Comédie Française
ve Gaîté Montparnasse tiyatrolarında figüranlık
yaptı. O yıl en azından –büyük oyuncularla
oynanan – kırk beş oyun izledi. Jouvet’ler,
Yonel’ler, Chambreuille’ler, Dullin’ler, Renoir’ler,
Blanchar’lar gibi...
1949– Tiyatro sezonu sonunda tekrar Paris’e
dönmek niyetiyle İstanbul’a geldi. Fakat
Rüzgârlarım Konuşuyor kitabı için koğuşturma
açılmıştı. Gelişinin on altıncı sabahı takibat
başlamıştı. Dava bir buçuk yıl sürdü. Sonuç, iki
aylık mahkûmiyet. Affa uğradı. Paris’e dönmedi.
Doçent Mîna Urgan’la evlendi. İstanbul Şehir
Tiyatrosu’nda Pirandello’nun Dördüncü Henri’sini
ve Alfred de Musset’nin Marianne’ın Kalbi ’ni
sahneye koydu.
1950– Aydın Arakon’un yönetiminde Türk
sinemasında unutulmaz bir çığır açmaya çalışan
Vatan İçin filmini Yıldız Kenter’le çevirdi. Oğlu,
şair Mustafa (ö. 3.3.1995) doğdu.
1951– Türk tiyatrosunda övünülecek bir dönem
olan Muhsin Ertuğrul’un kurduğu Küçük
Sahne’nin kuruluşuna katıldı. Oyunculuğunun tam
olgunluğu bu devreye rastlar. Dünkü Çocuklar,
Monserrat, Godot’yu Beklerken bu dönemin
ürünleridir.
1952– Üçüncü şiir kitabı Ortalık yayımlandı.
Lütfi Akad’ın yönetiminde filmciliğimizde bir
aşama olarak kabul edilen İpsala Cinayeti’ni
çevirdi. İtalya’ya film çevirmeye gitti.
1953– İngiltere’ye gitti. George Devine’in
sahneye koyduğu Sezuan’ın İyi İnsanı ’nın
provalarını izledi. Tam kırk yedi oyun seyretti. Kızı
–tiyatro oyuncusu ve çevirmen– Zeynep doğdu.
Şiir kitabı Ortalık’a –141-142. maddeler’den– ağır
cezada dava açıldı. Sonunda beraat etti.
1954– Ankara Devlet Tiyatrosu’nda – Cinayet
Var’da– konuk oyuncu olarak görev aldı.
Londra’da bulundu.
1955– Ankara Devlet Tiyatrosu kadrosuna
girdi. Ümitsiz Saatler’in başrolünü altı ay süreyle
Büyük Tiyatro’da oynadı.
1956– İstanbul Oda Tiyatrosu’nda Erkeklerin
Gecesi’ni oynadı.
1957– İstanbul Oda Tiyatrosu’nda Şafakta
Gelen Kadınlar’ı sahneye koydu.
1958– Adana Şehir Tiyatrosu’nda Cevat Fehmi
Başkut’un, Harput’ta Bir Amerikalı’sında oynadı.
Rol arkadaşı Nevin Seval’in ölümü üzerine
İstanbul’a döndü.
1959– Bir depresyon geçirdi, kendini alkole
verdi. İki oyun yazdı, beğendi yırttı. Bir kitaplık
şiirlerini beğenmedi, yırttı. İnsanlara küstü,
insanlardan kaçtı. Onu anlayan eski dostlar,
candan dostlar, gençliğini geçirdiği arkadaşları
ölmüştü: Orhan Veli, Sait Faik, Cahit Sıtkı gibi...
Bu ters gidiş 1960’a kadar sürdü.
1961– Haldun Dormen’in yönettiği Küçük
Sahne’de Clifford Odets’in Taşra Kızı ’yla tiyatroya
döndü. Bu onun için bir zaferdi. Oyunlarının en
iyilerinden birini oynamıştı.
1963– Yine bir depresyon, bir hüzün, bir boş
veriş... Otel sahibi bir dostu ona otelinde bir oda
verdi. Bu otel odasında kendini alkole, şiire, resme,
yalnızlığa bırakmıştı. Altı ay bu otel odasından
çıkmadı. Güvendiği dostlarına içine düştüğü güç
durumdan kendisini kurtarmaları için mektuplar
yazdı. Boştu, cevap alamadı. Bir gün zil zurna
sarhoş, kendi ayaklarıyla tıpış tıpış gitti, Fransız
Hastanesi’ne yattı. Serumlar, serumlar, serumlar...
İyileşti. Yasak Aşk filminde ve daha başkalarında
rol aldı.
1964– İkinci eşi olan Neriman Akad’la evlendi.
Kent Oyuncuları’na katıldı. Üç Kuruşluk Opera’da
oynadı.
1965– Kent Oyuncuları’nın oyunu Pembe
Kadın’da ve filmlerde oynadı.
1967– Kadıköy İl Tiyatrosu’nun oyunu
Karanlığa Kadar Bekle’de başrolü oynadı.
1968– Temmuz-ağustos aylarında otuz sekiz
gün süren anılarını yayımladı: “Çok Yaşasın
Ölüler”. Dormen Tiyatrosu’na girdi, Eski Çamlar
Bardak Oldu’da oynadı.
1969– İlk üç kitabını ve bazı yeni şiirlerini de
içeren Irgatın Türküsü yayımlandı. Lütfi Akad’ın
filmi Seninle Ölmek’te Türkân Şoray ve İzzet
Günay’la birlikte oynadı.
1970– Yeni şiir kitabı “Yorgun Atlar”ı
[yayımlanmadı] ve ikinci romanı “İnsan Kafesi”ni
tamamlamak üzere ve bir piyes üzerinde
çalışmaktadır. 16 Mart’ta “35. sanat yılı” kutlandı.
1971– Romanı “İnsan Kafesi”, Milliyet
gazetesinde tefrika edildi. 5 Haziran’da hayata
gözlerini yumdu ve İstanbul Zincirlikuyu
Mezarlığı’na gömüldü.
1991– Mustafa Irgat’ın yeniden düzenlediği
Irgatın Türküsü - Bütün Şiirleri yayımlandı.
Kitabın bu basımında şairin önceki kitaplarına
girmeyen bazı şiirleri, ayrı bir bölümde toplandı.
1999– Memet Fuat’ın hazırladığı Seçme Şiirler’i
yayımlandı.