Britanya Anayasacılığına damgasını vuran John Locke ve Sekülerlik ve laiklik düşüncesinin çıkış noktası 1600 lerde yazılmış bu kitap.
Samimi bir hristiyan mümini olan Locke kitabinda, tabii kanun, Tanrının iradesidir der ve insan onu akılla keşfedebilecek şekilde yaratılmıştır der. Bireylerin kendilerini ve kendilerine ait olan şeylerin korunmasını garanti altına almak için sivil-siyasi yönetimi yani devleti oluştururlar der. Ve doğal durumda sahip olunan özgürlüğün bir parçasında kendi kanunu yapma hakkı vardır. Devletin varlık nedeni, bireyin canını, bedenini ve malını korumak ve dunya esenliğini sağlamak içindir. Dinin görevi ise kişinin kurtuluşunu sağlamaktır. İkisinin görevleri ayrıdır. Devlet, bireyin inandığı gibi yaşamasına müdahale edemez, müdahale edilmesine de müsamaha göstermez. Onun varlık nedeni engellemek değil vatandaşın inandığı gibi yaşamasını sağlamaktır der. İnancın aklın, dışardan baskı olmadan kendi kendisini ikna etmesi olduğunu söyleyen Locke, Devlet baskısıyla oluşturulan inancın munafiklık olduğunu vurgulamıştır. İster devlet baskısıyla, isterse ruhani baskıyla oluşan inanç münafikliktır der. Asıl olan iknadir. Okuyun ve ufkunuz açılsın.