Eli uzunların cumhuriyetinden adalet bekleyen ve martaval okumaktan dönüp işine bakma zamanı da bulamayan birtakım zerzevat usulü "cebime girene bakarım" -kapitalizma- yaklaşımıyla bütün hayatını idare etme gayretinde olarak yine duvara tosluyor.
Tozu dumana katıyor, fincancı katırları ürküyor mu? Attıkları taş kurbağayı ürkütmeye yetmiyor.
Cebine girene bak ama helal dairesi içinde bak ve kal.
Lakin yetmez bilirim. Her bakımdan virüs olduğu tescilli kapitalizm yine sömürü sisteminin çarklarını çevirmeye başladı.
Cepler dolu, eller pamuk, cüzdanlar şişkin...
Vicdanlar boş, din için cehdü gayret lafzı bir safsata olarak görülüyor.
Yandınız, ağır yanıldınız ama kantarda belli olur. Kantarda belli olur, kimin cebi dolu ya da boş, kimin eli dolu ya da boş.
Hassas teraziler kurulacak!
Biz bu ülkede yaşayan Müslüman tebaa olarak esasen olmasa da resmen 3 Mart 1924 tarihinden beri siyaset yapmak mecburiyetindeyiz.
Yani bize siyasi diyenin kendi de siyasidir.
Her şeyden önce ve iyi ki ve Elhamdülillah Müslümanız.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.