Hayatınızı tek bir anınıza, ilk anınıza, dayanarak koyduğunuz kurallar etrafında ne kadar yaşayabilirsiniz? Bu kuralları değiştirseniz, yeniden yazsanız bile çiğnemeden? Sam işte böyle bir foto muhabir. Acı içinde olduğundan ilk anısına dayanarak hayatını kurallarla yönetmeye çalışıyor. Bazen bunları değiştirse gevşetse de asla çiğnemiyor. Hikayenin başında acılarından, kurtulmak 10 yılın ardından yeniden makale yazmak ve bolca fotoğraf çekmek için hiç kimse ile konuşmadan, iletişim kurmadan 2 aylık bir içsel yolculuğa çıkmak için New York'a gelen Sam ilk ay hiç zorlanmıyor çünkü zaten çok da uzak olduğu bir yaşantı değil bu ancak bir ay boyunca Sam şehri ne kadar başarılı bir şekilde kandırdıysa ne kadar insanlara ve onların hayatlarına çarpmadan arlarından sıvışarak geçmeye çalıştıysa da bir sonraki ay şehir de bir o kadar oynamaya başlıyor Sam ile. Tabii buna Sam de farkında olmadan acı çekmemek için anılarını silerek yardımcı olsa da büyük övgü şehre ait çünkü karşısına çıkardığı tesadüfler ve rastlantılar sayesinde Sam'in yolculuğu çok daha büyük bir sonuca varıyor... Kurgusu ve hikayesi ne kadar ilginç olsa da, muhteşem çizimlerle ne kadar gözümüzü alsa da bana kalırsa en güzel yanı işlenişi. Giacomo Bevilacqua kitabı olağanüstü bir şekilde detaylandırmış, hem çizim hem anlatım olarak. Nerede görsel detay nerede yazınsal detay vereceğini, neyi nerede açıklayacağını çok iyi hesaplayarak resmen bir şaheser yaratmış. Normalde çizimleri ve yazımı hatta genellikle renklendirmenin ve kaligrafinin bile farklı kişiler tarafından yapılması ortaya güzel bir takım çalışması çıkartsa da bütünlük sağlamada pürüzler olur. Bu noktada tek başına çalışıp yazar ve çizer rolünü beraber üstlenenlerin çalışmaları daha bir öne çıkıyor. Bu şaheserin de en önemli parçalarından, kilit noktalarından birinin bu olduğunu düşünüyorum.

Kulağımda Dünyanın SesiGiacomo Bevilacqua · Başka Düşler · 2020134 okunma

·

159 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.