Gerçekte, eğer küçük çocuk cansız cisimlere canlılık veri yorsa, buna karşılık ruhun yaşamım maddileştiriyor: Düşün ce onun için bir sestir, ağızdaki bir ses ya da «arkadan gelen küçük bir ses», bu ses «rüzgardır». Düşler, genelde biraz korkutucu imajlardır ve gece ışıklarım gönderirler (ay, sokak lambaları) ya da gelip odalanmızı dolduran havayı gönderir ler. Ya da daha sonra, bu düşler bizden geliyormuş gibi algı lanırlar, ama bunlar yine de imajdırlar ve uyanıldığı zaman kafanın içindedirler, uyur uyumaz yatağın üzerine konmak ya da odanın içinde kalmak için kafadan çıkarlar. İnsan ken dini düşünde gördüğü zaman, o sırada çifttir: İnsan yatağın da gördüğü düşe bakıyordur, ama maddesizliğin ya da imajın çift niteliğiyle «düşün içindedir».