Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

494 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bu İnceleme'yi Okuma Olasılığınız Yüzde Kaç?
Kitabın belki de insanda en belirgin etkisi, kısa süreli, her an, her şeyde bir olasılık görmeye sebep olması. Olasılıksız, aslında kendi isminin olanaksızlığına karşı yazılmış bir sonsuz olasılıklar evreni. "İmkansız diye bir şey yoktur, düşük olasılık vardır" Sadece olasılıkların olduğu, imkansız diye bir şeyin olmadığı bir evrende, An'lar arasından yapılacak seçimlerin doğuracağı sonsuz olası gerçekliklerin, bizi bir kara delik gibi içine çeken sürükleyici ve etkileyici bir macera eşliğinde anlatılıyor. Kitabı bitirene kadar elinizden bırakamayabilirsiniz. Olasılıksız'ı okuduğum sıralarda iki şey fark ettim: bu kadar etkileyici bir kurgunun içinde edebi yetersizlik (gerek var mıydı da, tartışılır) ve okurken insanı düşünceden düşünceye dolaştırarak beyin egzersizleri yaptırması. Edebi yetersizliğini, ortaya koyduğu kurgunun sanatsallığı ve dolayısıyla ufuk açıcı özelliğinden mütevellit eledim, fakat bu bir puanı neden kırdığımı açıklamıyor. Bilim de bir nevi sanat değil midir aslında? Daha önemlisi de bilimi, hayal gücünün en etkileyici ürünlerinden bir kurgu-senaryo ile anlatmak isteyen bir eserin, edebi yetersizliğinden bahsedilebilir mi, bu sanatsal bir anlatım değil midir aynı zamanda? Evrenimizde yaşayan-yaşamış önemli kişiliklerin ortaya koymuş olduğu fakat henüz teoride kalmış, dolayısıyla daha çözülememiş ve çözülmesi için de zamana ihtiyaç duyan kuram ve teorilerin, mevcut bilgi birikiminin ve hayal gücünün de birbiriyle harmanlanmasıyla mantıklı bir kurgu haline getirilme sanatı. Kitabın ortaya koyduğu felsefe Matrix filmini, kurgusu da İnterstaller filmini anımsattı bana; özellikle de sondaki diyalogların filmde, Murphy'in odasında geçen beyin yakan sahneye, yani kitaplık sahnesine olan benzerliği dikkatimi çekti. (Film kitaptan dokuz yıl sonra çekildi) Dramdı o sahnede olan tek fark; zaten Fawer, o düzeyde bir dramı ve gerçekliği başaramazdı bence. Filmin ve kurgunun gerçek sanatçısı olan Christopher Nolan'a özgü bir yetenekti bu sadece. Bir de nasıl olur da film için böylesine uygun bir kurgu henüz sinemaya uyarlanmadı diye düşünülebilir. Fakat 2007 yılında izleyici ile buluşan Next adlı bir filmi örnek verebilirim. Ayrı bir konuya sahip fakat işleyişi açısından önceki saydığım iki filmden bile daha benzer bir kurguya sahip olabilir; tek farkı bilimi fazla konu almıyor, neredeyse hiç. Bu da önceki iki filmden neden ayrı ele aldığımı açıklayabilir. En sevdiğim filmlerin başında gelen ilk iki filmin, ilgili kitabı okuyarak aklıma gelmiş olmalarından ve halihazırda filmlerin oluşturduğu o güçlü etkiden dolayı mı, yoksa birbirlerine olan benzerlikleri miydi, bana bu kitabı sevdiren? Buna bir cevap veremesem de, bir puanın nereye gittiğini söyleyebilirim artık...
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386,1bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.