“Geh Kâdirî dirler bana
Gör ne ibret ider bana
Nice haber virdim sana
Tatmayanlar irmez buna
(...)
Oldum dervişler hakiri
Mısrî Hakk’jn dil esiri
Geh Halvetî geh Celvetî
Geh Kâdirî dirler bana”
Tasavvuf tarihi alanında Prof. Dr. Mustafa Kara Hocamız’ın ‘ermiş kelimesini telaffuz ederken bile sesi titreyen annesine rahmet dileyerek’ kaleme aldığı Anadolu’nun Üç Ermişi eserini köyde olmam hasebiyle 6 günde bitirebildim ama eseri büyük bir zevk ve iştiyak ile, muhabbet ve hürmetle okudum. Hocamız bu kıymetli eserinde, Anadolu’nun Üç Ermişi konumunda olan Yûnus Emre (ks)’nin, Eşrefoğlu Rûmî (ks)’nin ve Niyâzi-i Mısrî (ks)’nin ilim ile irfan, ibâdet ve taât, aşk-ı muhabbet ve sıdk, zevk ve çile, arayış ve seyr-û sefer, mücadele ve mücahede ile geçen ömürlerini, fikirlerini, şiir ve eserlerini konu ediniyor. Bu güzel eseri okuyarak ermiş olamazsınız. Zira kitaplar ile tek başına eremezsiniz. Ama kitap sizi ermişlerin hayatına yönlendiriyor. Onların yaşadıklarına hayretinizi ve muhabbetinizi uyandırıyor. Hele ki gönlünüzde bir ermiş yatıyorsan okuduğunu her harf ve kelimede o ermişi görür gibi oluyorsunuz. Neyse; biz nice haber verdik gerçi ama yine de tatmayanların iremeyeceği bu hâl ile ilgili daha fazla ileriye gitmeyelim. Keyifli okumalar, kitapsız kalmayın.