Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Deneyimlerle Öğreniyoruz.
Camdaki Kız
Camdaki Kız
“Bize çocukluk acılarımızın bir benzerini yaşatacak kişileri gözlerinden tanır, bir de üstelik ona aşık oluruz. Sanki bir şey bizi ona doğru çeker. Sonradan bir şeyleri anlar gibi olur, buna da şans deriz, tesadüf deriz. Oysa tesadüf deyip geçtiğimiz pek çok şey aslında tesadüf değildir. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize.” Kitabı alma sebebim bu cümle. Altın vuruş burada. Ne çok şeyi anlasak bile ifade/itiraf edemiyoruz kendimize. İçimizdeki boşluğu dolduracak şeyler zannettiklerimiz bir yerden sonra fazlalık olmaya başlıyor. Kalbi bile yük gelir mi insana, bazı zamanlar geliyor işte. Karşılaştığımız insanlara karşı üç saniyelik ön yargı denilen içsel analizlerimiz diyaloğun eninde sonunda nasıl olacağını fısıldıyor ruhumuza. İnsanları ve olaylarını dinlediğimizde objektif yorumlar yapabilir ve ciddi karar almalarında destek olabilirken sıra kendimize geldiğinde ruhumuza fısıldanan gerçeklerin üzerine bedenimizi külçe külçe yükleyip onları gizliyoruz. Duymazdan görmezden geliyoruz tâki bir zamana kadar. Ruhumuza fısıldanan gerçekler kalbimizi sıktıkça sıkıp, kendilerini sakladığımız sandıkları başımıza geçirdiğinde dumura uğruyor, moron kuşları gibi kalakalıyoruz. Gel zaman gerçeğin yıkıcı depremine kavurucu yangınına gark olup sorumluluklarımızı kabullendiğimizde kendimiz olmaya ilk adımı atmış oluyoruz. Yeniden yürümeye başladıktan sonra elimizi tutmak isteyen yetişkinlerden hızla kaçıyor, özgürlüğümüzü kimsenin “bana güven, elimi bırakma” sözlerine teslim etmemeyi öğreniyoruz. Ve tabiki bir süre sonra koşabilmenin eşsiz lezzetini tadıyor, düşersek gülerek kalkıp dizlerimizdeki tozları çırpıp yeniden adım atmaktan korkmamayı deneyimliyoruz. Sanırım artık büyüyoruz. 🙂
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.