Ve Karantina'nın Üçüncü Perdesi de biter... Açıkçası güzeldi. Bu kitap Zeynep'e ve onun hikayesine odaklanmıştı. Kötüydü diyemem. Çünkü bana kalırsa Beyza Alkoç'un kitaplarındaki en önemli unsurlardan biri kitabın sizi içine çekmesi ve alıp götürmesi, sürükleyici olması. O yüzden kitabı okurken sıkılmadım. Ama bu kitapta birinci ve ikinci perdedeki tadı bulamadım. Aslında kitaptaki aksiyon da güzeldi ama resmen Brezilya dizisi olaylarına döndü hikaye. O onun kızı, bu bunun çocuğu... Bilmiyorum ya kötü değil ama biraz saçma geldi bana. Kitabın dördüncü perdesi çıktı ve beşincisi de çıkacak. Hadi dördüncü kitap neyse de beşinci perde falan... Biraz fazla uzadı. Umarım aynı tadı vermese de saçmalamadan toparlar hikayeyi Beyza Alkoç. Ve lütfen Allah aşkına Burak ve Mert'e biraz daha odaklansın. Bence bu kitapta Mahşerin Dört Atlısı yoktu, Mahşerin İki Atlısı vardı: Onur ve Zeynep. Mert sadece arada bir iki şey söylüyor. Bu çocuklar nereden geldi nereye gidiyor hiç bir şey yok. Figüran gibiler.