Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Belki günümüz için klişe ve melodram sayılabilecek bu uzun hikaye, dönemi dikkate alınarak okunduğunda beklentilerinizi belki karşılayabilir. Karakterler yüzeysel, diyaloglar fazlaca şiirsel, tesadüfler olay akışlarında gereğinden çok etkili olduğundan hayal gücü fazlasıyla gelişmiş günümüz okuyucusuna pek hitap etmese de döneminde pek çok kişiye, özellikle kadın gotik yazarlara (Mary Shelly, Ann Radcliffe, Anna Letitia Barbaud, Lucy Aikin…) ilham kaynağı olmuştur. Gotik edebiyatın temel unsuru olan; mekana ve doğa üstü olaylara dayalı, bilinmeyene dair, boşluklarla harlanan korku ve dehşeti aktarmaktaki başarısıyla türünün ilk metni olarak kabul edilmiştir. Şatolar, gizli geçitler, tablolardan çıkan hayaletler, lanetler, nereden geldiği belli olmayan olağanüstü eşyalar, intikam için dönen ruhlar, saf bakireler, dindar ve kutsanmış kadınlar, asil köylüler, kan ağlayan heykeller, hırsla yanan ve sonunda hatasını anlayan yöneticilerle ilerleyen hikaye; gotik bir atmosferi sonuna kadar yansıtıyor. Hikayede, belki de ortaya çıkan Aydınlanma Çağı düşüncesinin etkisiyle; kadının kocasına mutlak bağlılığının da sorgulandığını düşünebiliriz. Kötü karakterimiz Manfred, ölen oğlunun nişanlısıyla evlenmek için karısına boşanmak istediğini söylediğinde, Hippolita danıştığı Papaz’ın itirazlarına rağmen anlamsız bir şekilde mutlak bağlılıkla davranmaya devam ediyor. Ayrıca halkın ne kadar şak şakçı, insanların doğaüstü olaylar karşısında ne kadar korkak olduğunu da eleştirmeden geçmiyor. Dönemine göre eleştiri cesareti olduğunu -yukarıdaki açıklamalar ışığında- söyleyebiliriz." Yazarlarımızdan Bilgen İdil'in, gotik edebiyatın ilk örneği kabul edilen "Otranto Şatosu"nu incelediği analizi için, buyurun: tecahuliarif.com/2016/10/horace-...
Otranto Şatosu
Otranto ŞatosuHorace Walpole · Can Yayınları · 20181,715 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.