Çok üzücü bir ayrıntıyı fark ettim, kitabın hemen başında. Bu kitabın Almanca ilk basımı 1886 yılı iken Türkçe ilk basımı 2014. Tam 128 yıl sonra Türkiye’de basımı yapılmış. Dr. Emre Kapkın hocamız sayesinde böyle bir kitaba kavuştuk. ( Kendimce tavsiyemdir, eğer bir kitabı çeviren kişiler arasında Emre Kapkın ismini görürseniz, o kitabı almakta hiç tereddüt etmeyin.) Kitabı okurken, yazarın referans aldığı bazı kitapların internetten araştırmasını yaptığımda hiçbir kitabın Türkçe çevirisi olmadığına şahit oldum. Özellikle A. Coffignon’un “La Corruptin a Paris” isimli kitabını çok merak ettiysem de Türkçe’ye çevrilmediği için merakımı gideremeyeceğim. Sanırım kitabın Avrupa’daki satış fiyatı 90 Euro… Çevrilse de alabilir miyim sanmıyorum pek :( Benimle aynı soruyu soruyorsunuz değil mi kendinize? Bizim ülkede bu kadar akademisyen, bilim insanı varken biz neden az sayıdaki çeviriyle yetiniyoruz? Bu soru beni derinden üzen ve sinirlendiren bir soru olmanın yanında cevabını düşündükçe öfkem artıyor; bizim ülkedeki akademisyenler, ya halkın gözünün içine bakarak siz aptalsınız, cahilsiniz şeklinde konuşmalar yapıyor ya ABD’deki anılarını anlatıp Sunay Akın misali kitaplar yazıyor ya da Allah peygamber deyip kitap yazdıklarını sanıyor. Ve bunlar kendilerini öyle bir yere konumlandırmış ki haklarında en ufak eleştiri yazıldığında hemen size karşı cephe alıyor ve kendisinin öğrencileri tarafından da “sen kimsin de bu hoca hakkında bunları söyleyebilirsin?” tarzı komik dönütler alıyorum. Yine de tüm bu olumsuzluklara rağmen bir şekilde devam etmeye çalışıyoruz okumaya.. Bilim çevrelerinin de kabul ettiği biçimde, kişinin cinsel içgüdüleri ve onları tatmin şekli, psikoseksüel süreçleri ve bu süreçlerin gereklilikleri gibi her türlü özel cinsel algı son derece etkili olmaktadır. Bu cümle bize Freud’tan tanıdık geliyor ki zaten Freud da kendi kuramını geliştirirken Kraft Ebing’in görüşlerinden oldukça faydalanıyor. Hem Kraft Ebing’in hem de Freud’un kastettiği cinsellik algısının sadece cinsel bölgelere indirgenmesi de son derece hatalı bir yaklaşımdır. Son zamanlarda burada da gördüğüm “Freud her şey sekstir, Marx her şey paradır.” tarzı sığ genellemelere de itibar etmemenizi tavsiye ederim. Kitaba gelirsek, birinci cildin devamı niteliğinde olan bu kitapta; ilk bölüm Genel Patoloji başlığını taşıyor. Bu bölümde ilk olarak eşcinsellik konusunda derinlemesine bir bilgi veriliyor. Ne dindarların uğraştığı gibi “eşcinselleri öldürün” ne de eşcinsellik özgürlüktür tarzı sloganik bir söylemden ziyade, eşcinselliğin türleri, ne şekilde ortaya çıktığı, hangi hastalıkların eşcinselliğe itki olduğunu, edinilmiş antipatik cinsel olgular, kadınsılaşma/erkeksileşme, androjini, cinsel içgüdünün komplikasyonları gibi konuların tamamında yeterli sayıda vaka analizi, akademik bilgi ve çokça argüman kullanılmaktadır. İkinci bölümde ise, zihinsel bozukluların etkisiyle yaşanan cinsel yaşam gösterileri hakkında bilgiler veriliyor. Psikozlar sonucu, beyin kanaması, frengi, epilepsi, akıl hastalığı, mani, nemfomani, satiriazis, melankoli, histeri, paranoya gibi zihinsel bunalımlar ya da hastalıkların cinsel sapmalarının ne şekilde olduğu ve bunların önüne geçebilmek neler yapılabileceği anlatılıyor. Üçüncü ve son bölüm ki kitabın bence herkese hitap eden tek bölümüdür; patolojik cinselliğin hukuksal yönlerine ilişkin yine örnek vakalar ile izahat yapılıyor. 1. Ciltte “sapıklık ile sapkınlık aynı şey değildir.” minvalinde son derece haklı bir cümle kurmuştu yazar. İşte bu bölümde de bu görüşünü, o dönem uygulanmakta olan yasalar üzerinden aktarıyor. Şöyle ki, eşit suça eşit ceza mantığını biraz eleştiriyor yazar. Örneğin, geçinmek için araba hırsızlığı yapan bir kişiyle kıskandığı için araba hırsızlığı yapan bir kişinin cezası aynı olmamalıdır. İşte yazar istismar konusunda aynı şeyi savunmaktadır. ölüsevicilik, ensest, lezbiyenlik, eğitimli oğlancılık, anal ilişki, hayvansevicilik, çocuk istismarı, sanrı sonra cinsel sapmalar, bedensel yaralama, fetişiz, sadizm, mazoşizm, cinsel kölelik, tecavüz, şehvet cinayeti gibi konularda yazar, daha önceki bölümlerde yaptığı gibi sık çözümlemeli ve tamamen bilime dayanan açıklamalarda bulunuyor. Genel olarak çok beğendiğim ve üzerinde daha da çalışmalar yapmak istediğim bu kitabı sadece bu konuda eğitim alan kimselerin değil, özellikle istismarla mücadele eden platformlarda görev alan aktivist (!)lere de tavsiye ediyorum.

Cinselliğin Psikopatolojisi 2Richard von Krafft-Ebing · Payel Yayınları · 20147 okunma

·

114 görüntüleme

Yakup

@byyakupp ·

19 Haziran 2020 15:45

Bazı çevirilerin insanı kitaplardan soğuttuğu doğrudur...

yy

@mka_nhr_pdr ·

19 Haziran 2020 15:53

Son derece özensiz ve tamamen parasal kaygı ile cevirilen kitaplar...

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.