Uygarlık bir anda insanların kuyudan su çektiği zamanlara dönüyor. Hikayesiyle kitap insanı içine alıveriyor. Oldukça akıcı. Sahip olduğumuz birçok şey sanki sonsuza kadar bizimmiş gibi davranıyoruz. Suyu, doğayı tüketiyoruz. İnşallah bir gün -kitaptaki gibi- bir damla suya muhtaç hâle gelmeyiz diye düşünüyor insan. Bunun yanında birçok cümle sadece virgülle ayrılmış. Noktalama işaretlerinin yetersizliği beni rahatsız etti.