Gönderi

Adımı sormayın; o kadar çok ismim oldu ki herhangi bir dilden aklınıza gelen herhangi bir isimle hitap edebilirsiniz bana. Binlerce şey oldu; binlerce yıldır yaşayarak, değişik yerlerde ölümün binbir biçimiyle yüzleşerek hiçbir ölümlünün tek başına biriktiremeyeceği bir sürü şey öğrendim. Bir melek ya da bir şeytan değilim, sizler gibiyim, sadece sizlerden daha ölümlüyüm, sizler sadece bir kez ölebiliyorsunuz, farkımız bu... Binlerce unvanım, milyonlarca mezarım oldu. 20 - 30 kişilik kabile savaşlarından milyonlarca ölülük modern savaşlara kadar sayısız savaşta bulundum. Toprağın etlerini soymaktan yorulduğu ellerime mızraktan makineli tüfeğe dek bütün silahlar geçti. Tanrı beni, sanki insanlığın savaş tarihine içerden tanıklık etmem için yaratmış ve karası olmayan tarih okyanusunun ortasında yapayalnız bırakmıştı. Her dilde bir adım, her tonda bir deri rengim oldu, her inancın mümini oldum; karşısında savaşmadığım hiçbir inanç da kalmadı... Bir önce uğruna savaştığım inanca karsı, bir sonra kılıç çektiğim çok oldu. bir adanmışlıkla binlerce ölü bırakarak işgal ettiğimiz şehirleri, bir sonraki yaşamımda yeniden işgal ettik, aynı şehri sonradan aynı iştahla savundum. Kime karşı ya da kimin için savaştığımı, o anda yaşadığım hepsi tek bir yaşam ve tek bir ölüm hakkına sahip olan hayatlarından yer belirliyordu. Nasıl var olduğumu ben de bilmiyorum; sadece vazgeçmiş binlerce savaşçının o anlaşılmaz kararlılığının ortasında adımlarımı onlara uyduruyordum; hepsi bu...
Taylan Kara
Taylan Kara
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.