Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öyle muhteşem bir kitap okudum ki tadına doyamadım.Devam kitabını sabırsızlıkla bekliyorum açıkçası daha neler olacak çok merak ediyorum.Yazarımız Filiz Gökdemir 'i tebrik ederim ve çok teşekkür ederim bu güzel kitap için.Emeğinize,yüreğinize sağlık.Gelelim incelememize: Sezin komiser kıvrak zekâlı,keyfine düşkün,doğaya aşık özellikle de güllere aşık bir kadın.Bir özelliği de var ki iş hayatında,olayları çözmesinde kendisine çok yardımcı oluyor.Bir gece evinde uyurken gelen cinayet haberi üzerine evden çıkar ve olay yerine gider.Aşiyan malikanesinin sahibi olan 61 yaşındaki kadın evde yaşayanlar tarafından ölü olarak bulunur.İşte kitabımız burdan başlar ve doruk noktasına ulaşır.Sonuna kadar hiç azalmadan heyecan dorukta. Kitabımız aşk,polisiye karışımı olmanın yanında çeşitli bilgiler de barındırmaktadır. Kitapta cinsiyet rollerine, kadın-erkek eşitsizliğine değinilmiş.Sezin komiserin iş arkadaşı Serdar'ın yetiştirilme tarzından ve çevresinden kaynaklanan kadın ile ilgili düşünceleri paylaşılmış ve bunun üzerine o düşüncede olan insanlara mesaj verilmiştir. Kitapta tüm karakterlerin özellikleri detaylı bir şekilde belirtilmiştir.Kitabı okurken bu kimdi ya diyerek geriye dönüp aramaya gerek kalmıyor bu kitapta çünkü sürekli karakterler hatırlatılıyor aslında. Kitabın ismi olan 'Kebbat' hakkında bilgiyi de yazarımız bizimle paylaşmış.Açıkçası çok şaşırdım öğrenince ve diğer adının 'Kebbat' olduğunu bilmiyordum. Kitapta benliğinin farkında olan insanların yani derin düşünen,sorgulayan,öğrendikleri bilgileri hayatlarında uygulayabilen yani bilişüstü düzey dediğimiz aşamaya ulaşan insanların dünyayı nasıl değiştireceği ve güzelleştireceği üzerine düşüncelerini paylaşmış yazarımız karakter üzerinden.Ve kesinlikle bende katılıyorum.Her birey kendi benliğinin farkına varıp,bilgi boyutu dediğimiz aşamaya çok fazla yoğunlaşmak yerine kendimizi sorgulayıp,kendimizin iç sesi olup düşünerek,çabalayarak,araştırarak kendimizi geliştirerek çevremiz ile ilişkili olarak(öğretmen,aile vs.) bilişüstü aşamaya ulaşmaya çalışsak ve dünyada bu insan sayısı artsa dünya mükemmel bir yer olurdu. Teknolojinin yararları yanında zararlarına da değinmiş,telefonun küçücük çocukların elinde olmasını üstü kapalı eleştirirken,kısa sürede çözüme ulaşmamızda yardımcı olan teknolojiyi övmüştür.Teknoloji gelişmeden önce eskinden çok çalışıp,emek verenin iş sahibi olduğunu ancak teknolojinin gelişmesine ve her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşmamıza rağmen kaç diploma alırsak alalım işsiz kalındığından bahsetmiş.Devletin eğitim politikalarının,sınav sisteminin ve içeriğinin yetersizliğinden, öğrencilerin sınıfsal eşitsizliğinden,her aşamada bir sınavın olduğundan, çeşitli unsurlara ve torpile sahip olunduğunda bir iş sahibi olunabildiğinden,geriye kalan bireylerin ise iyi kötü bir işim olsun üç kuruşa çalışayım,daha sonra askerlik varsa askerlik,aile kurma,çocuk gibi kaygılara girdiğinden bahsediyor yazarımız. Çocukluktan başlayarak mutlu yetişen bireylerin aslında mutlu bir toplumu var edeceğini ifade etmiş(keşke öyle olsa ama malesef),engelli olmanın bir kusur olmadığını,daha önce sağlıklı bir bireyin daha sonra engelli olması sonucu yaşadığı psikolojik süreci anlatmış yazarımız.İnsanların engel konusundaki ön yargılarının aşılması gerektiği mesajını veriyor.Çok önemli bu kısımlar dikkatlice okumanızı isterim arkadaşlar.Sonuçta HERKES BİR ENGELLİ ADAYIDIR.Bunu düşünerek yaşarsak onları da anlamış oluruz.Hepimiz gibi onlar da insan ve bu bir eksiklik ya da kusur değildir. Bazı bitkilerin hem zararlı hem de yararlı yanlarından bahsetmiş.Çok güzel bilgiler öğrendim bu kitapta. Özellikle kadın üzerinde durması çok güzel.Dul bir kadının halk arasında yaşadığı zorluk anlatılmış,yine o belli bir zihniyet aşılmaya ve değiştirilmeye çalışılmış.İnşallah diyorum. İntihar nedenleri anlatılmış, kadınlara yapılan psikolojik ve fiziksel şiddete rağmen ilk tercihlerinin intihar olmadığını, intiharı tercih edenlerin genellikle sonuca yönelik olduğu ama kadınların da tercih edebileceklerini anlatıyor. Aile kurumundan, çocukların gelişim düzeylerinden bahsediyor kitapta.Ailelerin çocuklarına olumlu ya da olumsuz ayna olduklarının yanında çocuklarını yetiştirme sürecinde sanki bir malmış(eşya vs.) gibi davranan ailelerden bahsediyor yazarımız.Çocuğu bir birey gibi yetiştirmek ya da bir birey olabilmelerini sağlamak yerine ya tüm kontrolü ellerinde tutmak istediklerini ya da tamamen serbest bıraktıklarından ve bu seferde bu çocukların zararlı işler,kötü alışkanlıklar,kötü yollar tercih ettiklerinden,pasif hale geldiklerinden bahsediyor yazarımız.Aslında çok yazacak mesaj var ama buraya sığmayacak.Ben çok ama çooooook beğendim kitabı.Kesinlikle tavsiye ederim.Ayrıca tüm bu yazdıklarımı muhteşem bir polisiye/aşk kitabı içerisinde veriyor.
Kebbat 1
Kebbat 1Filiz Gökdemir Köşker · Sokak Kitapları Yayınları · 202038 okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.