Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

390 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İlginç hem de çok ilginç ! Marquez’in ve Borges’İn ayak sesleri. Günümüzün edebiyat anlayışını özellikle bu çok satanların bu kadar sorumsuzca davranmasını hep yadırgamışımdır. Okurlarımız ne yazık ki bestseller furyasında, ergen aşk konuların, dini ve manevi duyguların tahribatında yazılmış kitaplar arasında hapsolmuş, ezilmiş, nefessiz kalmış durumda. Ve bu her geçen gün artmaktadır. Kaliteli edebiyattan, kaliteli kalemlerden bihaberdirler. Dil artık sıradan bir şeymiş gibi algılanmaya başlandı, nerede çalakalem yazılmış aşkı, manevi değerleri, inançları elle alan bir kitap bulduysa onu okumaya başladı. Okuyucuya ve çok satılmasına bakıp sadece bu kriterlere bakıp edebiyatta bir şeyler kattığını zanneden yazarlar çoğaldı. Daha da kötü olan adeta içler acısı şey de; ne yazık ki hep çok satanlarda oldular bunlar . Edebiyat adına çok üzücü bir durum olduğunu düşünenlerdenim. Yazar bu konuda düşündükleri şu ince mesajla dille getirmektedir: “… Karnınızdaki yakışıklı oğlunuza değil soda, o okuduğunuz çok satan ergen kitaplar dahi zarar veremez…”. Yazar şuan ki tüm kesimlere, laikçilere, sağ-solculara, muhafazakarlara, dini kullananlara, edebiyatçı geçinenlere,kapitalist sisteme ve daha sayamadığım envai çeşit gruplara ve sektörlere haklı olarak isyan etmektedir. Yazarımız bir yerde bunu şöyle dille getirmektedir:” …Herkesin eğlendiği meşgalelere karşı alaka duyamamak… Kitapların içinde sıkışıp kalmak… Güzel, zengin kızla yakışıklı ve bir o kadar da gururlu fakir oğlanın eksik olmadığı televizyona, dondurma tanıtırken kadın pazarlayan reklamlara, kitleleri uyuşturan futbola, insanları aptallaştıran popüler kültür zırvalıklarına, vıcık vıcık yaşanan aşklara, sistemin koyunlarının taptığı siyasi putlara, milyon dolarlarla oynanıp Müslümanlara kanaat etmeyi öğreten din hocalarına, sanatı bir klozet markası sanan cahil insanlara bir saniye bile tahammül edememek… Yani dünyanın neredeyse yüzde doksanına hakim olan her şeye”. Kaan Murat Yanık çok genç ve çok yetenekli bir yazar. Yukarıda saydığım konular arasında debelenip duran, iki kelimeyi bir araya getirip edebiyat yaptığını zanneden, çok okunarak iyi bir yazar olduğunu düşünen yazarların tam aksine yazdığı bu kitapta edebiyattın, müziğin, kelimelerin, aşkın, cümlelerin hakkını veren bir yazarla tanışmanın mutluluğunu tadıyorum şuan. Haydar Ergülen’in dediği gibi “..meğersem neler yapmış…” bizim genç yazar. Aslında yazar sadece roman yazmamış burada; edebiyattı, müziği, aşkı, toplumsal değerleri, sevgileri, maddi ve manevi değerleri, rüyaları yok olan bir topluma ayna tutmuş vaziyette. Bu roman bir aşk romanı olduğu kadar, toplum sosyolojisine ışık tutan bir hicivdir bir yandan. Kitaptan müziğe, müzikten felsefeye, insan ilişkilerinden doğa ilişkilerine dair çok şey bulabileceğiniz bir kitap olmuş. Yazarımız bizdeki büyülü gerçekçiliğin belki de nadide örneklerinden birine imza atmış. Burada kahramanın gözüyle ilk bölümde şuan ki bizim elit, entelektüel kesim dediğim bir çevreden günümüzü anlatmakla başlar hikayesine. Ardında kahramanın dedesinin babasının kardeşi olan Yusuf’un Butimar’a aşkını yine kahramanın bir gün ofisine gelen karısından sırf babasının mektuplarına vermiş olduğu zamandan dolayı ayrılan yaşlı bir adamın kendisine mektuplar vermesiyle başlar tüm olaylar ve ikinci bölümde anlatılır. Kitabın son bölümünde aslında olayın yani Yusuf ve Butimar’ın hikayesi psikiyatrist olan kahramanımız rüyasında bizlere sunuluyor. Olaydan çok bahsetmek huyum değildir. Ben burada kesip, son günlerde okuduğum; dilliyle, müziğiyle, kurgusuyla en güzel kitaplardan birisi diyip yazıma son vermek istiyorum. Ve Münir Üstün’ün “ Bu isme dikkat edin. İleri de çok duyacaksınız” sözünün gerçekleşmesinin zamanı olduğunu düşünüyorum.
Butimar
ButimarKaan Murat Yanık · Kapı Yayınları · 20153,941 okunma
··
1.572 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Doğan Yalçın okurunun profil resmi
Gülşen hanım kesinlikle haklısınız. Ne yazık ki durum şuan bu. Tavsiye konusunda ve yardım konusunda çekindiğim iki şey vardır: Birincisi; evet haklısınız belki iyi okurlar gerekli desteği vermiyorlar ama ne yazık ki kimseye tutup da şunu oku ya da şunu okuma diyemezsiniz. Dediğiniz an ters tepki verme olasılıkları çok yüksek ben bu konuda radikal blogta bir yazı yazdım ve çok eleştirildim. İkincisi; çoğumuz klasiklerle başlıyoruz ve çoğu okulda klasikler hep en ön raflarda durur. Bakıyorum klasik okumakla başlayan bizler belli bir yaşa gelince, özellikle ergenlik dönemi dediğimiz döneme girince popüler kültürün bize dayattığı sadece aşk, şehvi, müstehcen, dini duyguların sömürüldüğü kitaplara yöneliyoruz.Yani demem o ki aslında herkes ne okunması gerektiğini biliyor. Bu günkü gençlerin Kafka'dan, Marquez'den, Dostoyevski'den,Tolstoy'dan, Virginia Wolf'ten, Orhan Pamuk'tan ve daha ismini sayamadığım bir sürü dünya edebiyatına yön veren isimlerden habersiz olduğunu düşünebilir miyiz?. Ben buna kesinlikle hayır diyorum. Bunları bilip de gidip yine de o kitapları alıp okuyorlarsa söylenecek çok şey yok diye düşünüyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Doğan Yalçın okurunun profil resmi
Gülşen Hanım ben de aynı şeyleri yaşadım. Dediğiniz gibi "oku" dediler ama neyi okumamız gerektiğini söylemediler. Biz bundan sonra en azından elimizin altındakilere bunu "oku" veya "okuma" deme cesaretine sahip olmak için gayret göstermeliyiz diye düşünüyorum. Ne kadar anlatabilirsek artık :)
Doğan Yalçın okurunun profil resmi
Bundan on gün önce İzmir kitap fuarına katıldım. Çok memnun bir şekilde ayrıldım. Dediğiniz kişiler ve o kişilerin hitap ettiği zümreler hep olacak. Hatta anlattığınız türden insanlar ufak bir gerilim ortamı yaratmaya çalıştı ama yine mükemmel geçti en azından benim için. Hocam bugün kardeşimle konuşunca kendisine şunu dedim:" Vicdan aslında içimizdeki en büyük öğretmendir. Sana merhameti, insanlığı, sevgiyi, güzelliği, aşkı içindeki vicdan öğretir. Yeter ki sen vicdanını kaybetme. O bu hayatta pusuladır. Pusulanı kaybetmemeye bak " bunu kardeşime derken aslında kendime de sürekli diyorum. Bir kitabı okurken, bir insan dinlerken, yolda yürürken, bir karar alırken, bir yazı yazarken, bir proje sunarken, biriyle tokalaşırken eğer vicdanım rahatsa ve içimdeki vicdanımdan gelen ses "Evet doğru yoldasın Doğan" deyince emin olun etraftaki olayların, kötü kişilerin saçmalıkları, zırvalıkları bana etkisi neredeyse hiç olmuyor...
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Halil İbrahim Şahan okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş. İnanın bizler de bıktık Türk-Kürt kavgasından, saçma tv programlarından saçma sapan yazarların çoğalıp en'lere girmesinden,din tüccarlarından ve daha sayamadığım birçok olaydan. Bu kitabı derhal alıp okuyacağım ve herkese okutacağım. İnceleme için size ve bu değerli kitap için yazarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Doğan Yalçın okurunun profil resmi
Hakan Hocam çok sağ olun sizden bunları duymak çok güzel bir duygu. Bahsettiğiniz kitap fuarı İzmir deki mi ? Diye sorup merakımı gidermek istiyorum :)
şeeri okurunun profil resmi
Ben de Butimar Kuşunun hikayesine bakarken kitabı gördüm ve en kısa sürede okuyacağım😀
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.