Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

430 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sevgili Dost, Yine bir savaş hikâyesi! Her savaş, bulunduğu yeri ve çevresini yakıp kül eden bir beladır. Savaşların ardından oralarda sadece yitirilen hayatlar, kaybolan gençlikler, hüzünler, dertler ve en ağır bedel de kadınlara ve çocuklara kalıyor… Bu kitabın konusu da, yazarın önceki Uçurtma Avcısı kitabında da aynı konu çerçevesinden çıkmamış olup genel konu çerçevesi savaşların oluşturduğu sosyal yıkımlar ve acılardır. Kitabı okurken hüzünlenecek, canınız yanacak, hayal kırıklığı yaşayacak, din adına/dini bahane ederek insanlara reva görülenleri okurken lanet edeceksiniz. Aslında lanet ettiğim benim insanların gerçekten ilk ayet OKU ve kuranda en çok geçen AKLETMEZ misiniz. İslam dini asla bağnaz aklını kullanmadan her şeye tamam diyen, cinayete haksızlığa asla izin vermeyen bir dindir. Bu nedenle sorgulamayıp körün gözü dinle alakası olmayan kişi ve kurumlara din kisvesi altında bağlı kalınmasıdır. İnançlı insan istişare eden, sorgulayan ve önceliğinde insan olandır. Kitapta yaşananların halen günümüzde kurgudan öte yaşanan acı gerçekler olduğunu bilmek inanın insanda derin yaralar açıyor. Kitap içeriğine bakıldığında, olayların yaşandığı Afganistan, kendilerine süper güç diye tanımlayan sözde barış özde savaş getiren zihniyetin gövde gösterisi yaptığı bir sahadır. Ne yazık ki yarım asırdan beri dünyanın gözü önünde, bu zihniyet din istismarcıları gibi satılık veya kiralık zihniyetlerle eğitimin düşük ve koşulsuz şartsız okumayan dinini tam bilmeyenlerin din adamlarına bağnaz bağlantılarını kullanarak dünyayı kendilerine menfaat tarlası olarak görmektedir. Kitabın ilk kısımlarında her şey normal, sıradan bir Afgan hayatı anlatılıyor gibi geliyor ama en beklenmedik anda can alıcı bir hamleyle yazar bizi kitaba bağlıyor ve olaylar ardı ardına sıralanarak kitabı elimizden bırakmaya fırsat vermiyor. Bu savaşın yıkımları arasında kalan aynı adamla evlenmek zorunda kalan, iki çocuk gelinin hayatı anlatılmaktadır. Romanın iki ana karakteri olan Meryem ve Leyla, aynı adamla biri 14 diğeri 15 yaşında evlendirildi, '' Yaşam sadece acı çekmektir.'' sözünün vücut bulmuş halleridir. Çaresizlik karşısında boyun eğerek, ölmeyi isteyerek yaşama tutunmaya çalışmak garip bir tabir ama aynen öyle iki hayatın öyküsü, iki mazlumun, iki fidanın hayatı. Yazarın betimlemeleri okuyucuya öyle geçiyor ki kitap okumuyor sanki bir film izliyormuşsunuz gibi bir his veriyor sizlere…. Çoğu yerde hüzünlenecek, dertleneceksiniz.. Bu kitabın kurgusunun yaşanmış olması ve halen yaşanıyor olmasını bilmek ayrıca sizlere hüzünlendirecektir. Kitap ayrıca okuyucuya Dünya yakın tarihi hakkında da, insan hayatının özellikle de kadınların, çocukların ne kadar değersiz görüldüğünü bizlere anlatmaktadır. Aslında kişisel fikrim Kadınlar bir toplumun mimarlarıdır. Kadına değer veren kadının gelişmesini en iyi şekilde kendini geliştirmesini sağlayan toplumların müreffeh toplum olacaklarını düşünüyorum. Tam tersi kadına değer vermeyen toplumların yozlaşma ve kokuşma bataklığında sürüp gideceklerini söylemek istiyorum. Sanırım incelememi biraz uzattım. Bu nedenle incelememi okuyan herkese teşekkür ederim. Ayrıca burada herkes alıntıları incelemeleri beğeniyor gerçekten sonuna kadar okunuyor mu incelemeler diye merak ettiğim için, buraya kadar okuduğunuz için öncelikle teşekkür eder.Okuduğunuzu anlamam için yorum yazarmısınız.. İyi okumalar…
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
·
16 görüntüleme
Papatyaa okurunun profil resmi
Cidden farkındalık dolu bir eser. Ben de içim burkularak okumuştum. Elinize sağlık..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.