Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Roger Garaudy bu kitapta “Başkalarını misafir edebilmek için her şeyden önce insanın bir ‘kendi evi’’nin olması lazımdır, düşünceyle yazmış. Batının ‘ben merkezci, her şeyin kaynağı bende’ düşüncesinin ne kadar yalan olduğunu, İslam’ın ilim, bilim, tasavvuf, şiir, coğrafya, matematik, ve bir çok alanda nasıl ilerlediğini bizzat kanıtlarla gösterdiği bir kitap İslam’ın vadettikleri kitabı. Kitap takdim ve sonuç kısmını da katarsak toplam 9 bölümden oluşuyor. İlk giriş bölümünde İslam ile ilgili yanlış anlaşılmaları doğrusu ile vermekle birlikte, Batının “tek tip insan oluşumu” hedefinde hangi yolları izlediğini, istalalar yaptığını ve İslam bu sırada nerede ve hangi durumda olduğunu anlatmış. Bu kitapta yazar, at gözlüklerinden ve önyargılarından kurtarmak istediği gayrimüslim halka giriş bölümüyle onları yanlışlardan ve farklı mezheplerin ortaya çıkışından, batının nelere sebep olduğundan ve birçok konudan bahsediyor. Diğer bölümlerde tasavvuf, siyaset, siyasetin içerisinde ekonomi, hukuk alanlarında batının hangi yolu izlediğini ve bu yolun insanlar üzerinde nasıl sömürü etkisi oluşturduğunu, İslam’da bu yolların nasıl olduğunu ve adaletin nasıl sağlandığını tek tek açıklamış. İlerledikçe daha çok ilerliyor ve bilim konusunda derine giriyor, Endülüs bilim adamları bilim de çığır üstüne çığır açarken batının hangi durumda olduğunu ve nasıl olup da elimizdekileri kaybettiğimizi ve daha fazlasını çok net tespitler yapıyor. “Batının hastalığına “modernlik” denilmiştir. Bu hastalık, araçlar ile amaçlar arasındaki ilişkinin tersine çevrilmesinden başka bir şey değildir. Batılı bakış açısına göre, araçlar amaca dönüşmüştür. Çünkü bilim ve teknik hiç de çevreyle uyumlu değildir; bunlar artık insanın hizmetinde de değillerdir. Tam aksine insan ve çevresi, bilim ve tekniklerin başına buyruk ve kırıp döken gelişimine tabı kılınmıştır.” Ve daha sonra felsefe ve şiir alanına girerek, bize “muhteşem batı(!)” ‘nın gösterdiği felsefeciler, şairlerin aslında İslam’ın şairlerinden ve felsefecileri nasıl etkilendiklerini göstermiştir. Bir başka bölüm ise sanat tarihini ele alarak İslam’ da sanatın nasıl tevhide işaret ettiğini örneklerle tespit ederek anlatmış yazar. Sonuç kısmında tespitlerini ileri götürerek coğrafya, tarım konularından bahsederek batının nasıl tek düzeliğinden kurtuluşun hangi yollarla yapılacağını tek tek analiz edip göstermiş yazar kitabında. Ve şunu kitabında dile getirir: “Günümüz dünyasının bütün sorunlarının ana kaynağı, batılı büyüme modelidir…. Batılı büyüme modeli; yararlı, yararsız, zararlı, hatta (nükleer olsun veya olmasın silahlanma gibi) öldürücü her bir şeyi gittikçe daha çok ve gittikçe daha çabuk üretmekten ve herkesi reklam ve pazarlama yoluyla, (daha çok da toplumsal eşitsizlikleri doğuran iğrenç rekabet yoluyla) bu şeylerin tüketimine zorlamaktan ibarettir. Bu model, batıda herkesi mutlu olmakla gelişmenin, hayat seviyesiyle ve tüketilen ürün miktarıyla eş değer olduğuna inandırıyor. Ayrıca, içinde bulundukları sefaletten kurtulup düşlerinin gerçekleştiğini görmeleri için dünyadaki açların bu yola girmelerinin mümkün ve hatta zaruri olduğu kuruntusunu zihinlerine iyice yerleştirmek maksadıyla, onların sefaletini ve hülyalarını istismar ediyor.”
İslam'ın Vadettikleri
İslam'ın VadettikleriRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2018902 okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.