Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
Şahsiyet sahibi olmanın zorlukları..
DİKKAT! Bu incelemede kitabın tanıtımından ziyade, kitabın benim üzerimdeki devasa etkisi ve alakasız(!) benzetmelerim yer almaktadır. Benzetmeler şahsi fikirlerimdir, lütfen düşünce polisliği yapmayınız. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler. İkinci defa okumayı hep istedim fakat bu güne kadar da ertelemiştim. Ertelememin başlıca sebebi; kitabı ilk okuduğumda, karanlıklar içerisinde kendimi boğuluyormuş gibi hissetmem ve yeniden o hissi yaşamak istemiyor olmamdı. İkinci defa okumayı neden istiyordum peki? Çünkü büyük bir farkındalık aşılamış ve yepyeni bir bakış açısı kazandırmıştı 1984. Bu okumam ilkinden çok daha duygusal ilerledi. Julia ile Winston'un yaşadığı aydınlık dönem - ne kadar aydınlık denilebilirse artık - dikkatimi çok daha fazla çekti. Korkmadan okudum bu kez o bölümleri, çünkü sonunu biliyordum. Onlar da sonunu biliyorlardı ve tadını çıkartıyorlardı, ben de onlar gibiydim ve tadını çıkarttım. İnsanın korkudan arındığında, ne kadar rahatladığının farkına varmak; üstelik böylesi bir tecrübeyle yeniden yaşamak, bana cesaret verdi. İçinde yaşadığımız dünyadan bir bakıma çok farklı bir dünyada geçiyor 1984, ama bir bakıma da fazlasıyla benziyor. Asıl korkutan şey de zaten bu benzerlikleri yadsıyamıyor olmak, korunmasız bir biçimde onlarla yüzleşmek. Kötülüğün sistematik bir hale gelmesi hep dehşet verici olmuştur. Fakat şunu kaçırırız hep; kötülük de artık her şey gibi sistematik bir hale çoktan geldi zaten. Sen düşünce suçlusu değilsin çünkü sınırını biliyorsun. Ama sınırını bilmeyenler çoktandır hapiste. Evet bugün de iktidar güçle besleniyor, hayali düşmanlar üretiyor, hayali zaferler kazanıp, hayali bedeller ödüyor. Ve bu hayali şeylerin hepsi insanlara inandırılıyor medya aracılığıyla. Bilgiden uzak tutmak için Tikipedia yasaklanır mesela. Çünkü CAHİLLİK GÜÇTÜR. Savaşa girmek Zorunda kalırız, birilerinin topraklarını fethe, barış getirmeye, özgürleştirmeye gideriz. Barış Konarı deriz buna, Peynir Dalı deriz ya da. Çünkü SAVAŞ BARIŞTIR. Abartı çalışma saatleri, düşük maaşlar, abartı faturalar, aşırı kiralar.. kolay ve basit hayatımızın arta kalan zamanlarında özgürüzdür istediğimizi yapmakta. Bu özgürlük hakkımızdır. Çünkü ÖZGÜRLÜK KÖLELİTİR. Çocukları ebeveynler değil, Youtube büyütür. Okula gideriz, maaşlı bir devlet memuru bize, maaşlı diğer devlet memurlarının hazırladığı son derece bilimsel kitaplarını EZBERLETİR. Onlardan sınava tabii tutar ZEKAMIZI. En iyi ezberleyen, en iyi yutan, en iyi kabullenen; en iyi EĞİTİMİ?! görmeye hak kazanandır. Orta okul, lise, üniversite.. Buralarda, çeşitliliği son derece sınırlı, neredeyse birbirinin kopyası onlarca eğitimci insanla tanışırız, daha doğrusu onlar bizlere kendini tanıtır. Eğitimcimiz, genellikle, ön sıralardan uslu Mervegiller ve akıllı Salihgilleri dost edinirken, arka sıralardaki aptal Zahidegiller ve haylaz Cabbargilleri düşman birer yetişkin olarak algılamaya meyillidirler. Aman, sakın ön sıraları kaptırmayın, yoksa sizin veliniz de veli toplantılarında ecel terleri dökebilir. Orta sırakiler ise yalnızca sıradangillerdir, isimleri bile yoktur onların. Üniversitede durum daha farklıdır. Artık, geçmişin ön sıralarındakiler, hep beraber ön sıra kapma yarışına son süratle devam etmektedir en başta. Eğitimciler ise artık iyi eğitilenden, ezber yapandan ziyade, çantasını odasına taşıyan asistanını gözdesi yapmıştır. Yani artık asıl mesele yüz üstüne çıkmaya yavaş yavaş başlamıştır. Erken ayıkan yol alır. Yeni eğitimcimizin siyasi duruşuna en yakın olandır kazanan kişi. Mesele en iyi olmak değil, sistemdeki en uygun parça olmaktır. Özel olmak değil, uyumlu olmaktır. Ve evet, böylelikle, üniversite mezunu olmaya hak kazanmıştır BİREY. Ama hak kazanmak yetmez. Hak kazandığının somut bir göstergesi olmalıdır; TORPİLİN var mı yavrucuğum? Demek namusumuz ve şerefimizle işimizi bulduk sonunda. Allah'ı çok sevdiğini asla azından düşürmeyen sensen, yükselmek senin hakkındır artık. Çünkü "Allah" yardım eder sana. Ama O'nun öğretisi olan; "Akrabaya yardım etmek" öğretisini aklından çıkarmamalısın, çıkarma ki akraban da, yandaşın da kazansın. Ancak o vakit, şüphesiz ki Allah sizinledir. Uzun lafın kısası; devlet, sistem ve toplum üçgeninin ortasında kalan birey ne kadar birey olabilirse, o kadar birey olunuz efendim. İşin özünde, birey olabilmektir çünkü en önemlisi, birisi olabilmek ve onu özgürce yaşamaya çalışabilmek. Demiştim en başta kitabı anlatmayacağım diye. Kitabı okumadıysanız, neyi bekliyorsunuz? Kitabı okuduysanız, yeniden okumak da güzel oluyor haberiniz olsun. Karanlığın olmadığı yerde görüşmek üzere dostlar..
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,4bin okunma
··
69 görüntüleme
Yaresten okurunun profil resmi
Muhteşemdi, incelemeni büyük bir keyifle okudum. Düşünce polislerinin canı cehenneme. Bir kere daha okuyacağım kitabı🎈
Fatih Taş okurunun profil resmi
Harika bir karar aldın tebrik ederim! Ve teşekkür ederim, tozlu raflardan bulup çıkardın 🎀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.