Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

740 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
131 günde okudu
"YENİ BİR DÜNYANIN KURULDUĞU,....."
“......... TÜRKİYE’NİN DE ORADA YERİNİ ALMAYA ÇALIŞTIĞI YILLAR…” 1950’li yılları, İsmet İNÖNÜ’nün 1964 de ABD başkanı JOHNSON’ın mektubuna cevaben söylediği iddia edilen söz ile tanımlayabiliriz. O yıllar ki Türkiye’nin meşrutiyetten sonra ikinci kez çok partili hayata geçtiği dönemdir ve 27 Mayıs 1960 darbesiyle de kapanmıştır. Bir derleme olarak karşımıza çıkan ve oldukça hacimli olan kitap, inceleme konusunda önemli eserler veren iletişim’den yayınlandı. Kitap, yazar ve konu başlıkları açısından derya deniz dersem abartmamış olurum. Benim gibi 50 li yılları görmeyenler için, söz konusu dönemin önemli parametrelerinin ne olduğu; bir kesim tarafından Türkiyenin “makus talihini” yenen, “demokrasi şehidi” olarak nitelendirilen, bir kesim tarafından ise “otoriterliğe” kayan, “siyasal İslamcılığın ilk nüvelerini serpen”, Adnan Menderes ve demokrat parti dönemi hakkında ayrıntılı bilgiler almak için başarılı bir kaynak. Kitap, kore’ye asker gönderme ile başlıyor, ezanın eski haline gönderilmesi ile açılıyor. Demokrat partinin seçimi kazanması sonrasında yapılan ilk icraatlar bunlar. Daha sonra dönemin ruhuna uygun olarak maalesef ortaçağdaki cadı avı gibi komünist avı ile şekilleniyor siyasi, toplumsal ve kültürel hayat. Dönem ayrıca Türkiye’de Amerikancılığın zirve yaptığı yıllar. Marshall planı doğrultusunda ABD tarafından oldukça fazla yardım geliyor. ODTÜ ve Erzurum Atatürk üniversitelerinin temelleri bu plan ile atılıyor. Memleket, ABD sayesinde (!) süt tozu ve margarinle tanışıyor. Seçimle gelen bir partinin nasıl adım adım otoriterliğe kaydığı, “mutlak gücün nasıl mutlak yozlaştırdığı”, şairin dediği gibi “her geçen yılın yeni bir dert olduğu” yıllar.. Radyonun nasıl iktidarın tekeline girdiği, her gün radyo yayınlarında “vatan cephesi”ne katılanların isminin okunarak halkın milliyetçi damarına yaslanıldığı, “ya bizdensin ya da vatan haini” denerek muhalefetin şeytanlaştırıldığı, Tahkikat Komisyonları” kurularak baskının iyice artırıldığı yıllar.. Düzmece haberlerle “6-7 eylül pogromu”nun nasıl ilmek ilmek örüldüğü yıllar.. 50’lerin kültür hayatı, o zamanki basın organları. O zamanının düşünür, yazar-çizer takımı arasındaki kutuplaşmalar ve kavgalar da yer buluyor kitapta, ayrıca yerli film- türk filmi ayrımı üzerine bir tartışma da var. Kitapla ilgili eksiklik olarak gördüğüm nokta; sol ve sosyal demokrat tandanslı yazarlara ağırlık verilmiş olması. Ama bu eksikliğe rağmen benim için çok öğretici ve bilgilendirici bir macera oldu. Velhasıl; aradan 60’dan fazla yıl geçmesine rağmen ülkenin temel sorunlarının aslında çok da değişmediğini müşahede ederek üzüntümün arttığı ve geleceğe dair umudun ise azaldığı bir okuma oldu benim için. Kitapta yer alan en aydınlık bölüm; benden bahsedilen bölüm. “İstikbalin en parlak delikanlısı” başlığıyla bana ait de bir bölüm lütfetmişler. 1951 yılbaşı gecesi ilk kez radyoya çıktım efenim. : )))) Sözlerimi o dönemin ruhuna uyan ve kitaptan aldığım bir şarkı ile tamamlıyorum. Şarkının olduğu plak, 1954 yılında türk-amerikan dostluğunu pekiştirmek adına izmir fuarında halka bedava dağıtılmış. DOSTLUK ŞARKISI (THE SONG OF FRIENDSHIP) ………….. O muhteşem beldelerin, Pınarların nehirlerin, Ünlü şelalen niyagara, Haykırır gücünü dünyaya. Senin new york’un, Yükselir göklere, Senin istanbul’un, Destandır dillere.
Türkiye'nin 1950'li Yılları
Türkiye'nin 1950'li YıllarıMete K. Kaynar · İletişim Yayıncılık · 201544 okunma
··
211 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.