Gönderi

Ebû Bekir'den, Me’mûn’a kadar, ilk halifeler, büyük mcvsaha üzerindeki insan hayatını düzenlediler;bunlar tarihin en muktedir hükümdarları arasında sa­yılabilir. Moğollar, Macarlar, İskandinav haydutları gibi onlar da her tarafı mahvedebilir, her şeyi zapte­dip, müsadere edebilirlerdi. Onlar böyle yapmadılar, basit vergiler koymakla yetindiler. Ömer, Mısır’ı fet­hettiği zaman, Zübeyr’in ülkeyi arkadaşları arasında bölüştürmek tekilifini reddetti ve kendi fikrini şöyle açıkladı: Varsın ülke bildiği gibi yaşasın ve halkın el­lerinde faydalı olsun.» Halifelerin idaresi altında, toprak işlendi, arşivler muntazam olarak tutuldu, kanallar ve yollar yapıldı, nehirlerin taşmasına karşı tedbirler alındı, bugün bir çöl halinde olan Irak, o zamanlar bir cennet bahçesi gibiydi; bugün kum ve taş deryası olan Filistin o de­virde kalabalık, verimli ve müreffehti. Şüphesiz bütün rejimlerde olduğu gibi, o devirde de kuvvet ve kabili­yet, zayıflık ve geriliğe hakimdi. Ama halifeler iş haya­tını himaye ediyor, kabiliyeti olanların gelişmesini sağlıyorlardı. Ülkeyi, asırlar boyunca, hiç bir zaman göremeyeceği derecede geliştirdiler; öğretime, edebi­yata, ilme, sanata ve felsefeye gerekli değeri vererek Batı Asya’yı beş asır boyunca dünyanın en medenî yeri haline getirdiler.
·
9 görüntüleme
Betül okurunun profil resmi
Will durant kesinlikle kesfetmeyenler için büyük kayip
Serhat okurunun profil resmi
Ben de geç tanımış olduğum için üzüldüm. Kitabı detaylara boğmadan akıcı bir şekilde anlatmış. Çok teşekkür ederim tavsiye için tekrardan
Betül okurunun profil resmi
Serhat bey, "tarihten alınacak dersler" ve "medeniyetin temelleri" ile devam lütfen :)
Serhat okurunun profil resmi
Bakalım, umarım ederim :)
Serhat okurunun profil resmi
Halifelerden Hz. Ebu Bekir döneminde yapılan Ridde savaşlarında ve Suriye’nin fethinde pek çok esir alınmıştı. Keza Hz. Ömer döneminde fütuhat İran, Anadolu, Kafkasya ve Mısır’a uzanmıştı. Fetihlerin Hz. Osman döneminde hız kesmeden devam ettiğini biliyoruz. Hz. Ali ise daha ziyade iç isyanları bastırmakla meşgul olmuştu. Dört Halife döneminde fethedilen yöre halklarının köleleştirildiğine dair tarihte bir kayıt mevcut değildir. Başka bir ifadeyle dört halife de Hz. Peygamber’in sünnetine uygun davranmışlar, mevcut kölelere yenilerini ilave etmemişlerdir. Suriye, Irak ve Mısır halklarına, kendi mallarının işleticileri, vergi veren hür vatandaşlar statüsü tanınmıştır. Böylece Hz. Peygamber’le başlayan kölesiz bir toplum oluşturma süreci dört halifeler döneminde yavaşlatılmadan ve saptırılmadan devam ettirilmiştir. Çağdaş Tefsirlerde Kölelik Yorumu(Yüksek lisans tezi), Cahit Güngör
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.