Herşeyi tam idi; alâkası da, alâkasızlığı da. Sevdiğini tam severdi. Rûhunun ısınmadığı adamlara da hiç alâka göstermezdi; fakat bir kin de bağlamazdı.
Sohbetine doyamazdınız. Susması bile zevkli idi.
Bâzan yalnız gözleri konuşurdu. Sevdiği, inandığı şeylere ağzınızı açamazdınız; buna tahammülü yoktu. Başkasının inandıklarına hürmet ederdi. Kendisinin de inandıklarına başkası hürmete mecburdu.