Gönderi

Selçuk Baran
“Sana şiirsiz, büyüsüz yalnızlıktan, omuzlarına bir yük, başarılması güç bir görev gibi yüklenen yalnızlıktan söz edeceğim. Ve ona sonuna kadar dayanmanı öğütleyeceğim. Şiirli, sisler arasında pırıltılı bir görünüşle doğuyor yalnızlık. Sonra daha da bir yakından sezilmeye, biçimlenmeye başlıyor, somutlaşıyor. Bir kere de senin oldu mu, büyüsünü, şiirliğini yitiriyor; ağır, kaçınılmaz bir görev oluyor. Bize de bu görevi gereğince başarmak. bu yükü yiğitçe sonuna kadar taşımak düşüyor. Yiğitlik söz konusu olunca da hep uç noktalara varmak gerekiyor. Dimdik durmak istiyorsan, yalnızlığınla dış dünyayı uzlaştırmak, ikisinin ortasını bulmak yoluna gitmeyeceksin. Kabullendiğin durumu, iyisiyle de kötüsüyle de benimsemen gerek. Gerisi kaçıştır, korkaklıktır. Yalnızlığını duyup. öte yandan da yığına özgü kaygıları. sevinçleri davranışları paylaşanla bir olamazsın. Onu anlamak, ona uzaktan bakmak. durumunu kavramak, hatta elinden gelirse yığın için belli bir düşünce sistemini benimsemek zorundasın, ama kendini zayıf bulduğun yerde onun yaşamanın bir örnekliğinden, bilinçsizliğine sığındın mı, yenildin demektir.”
Sayfa 224Kitabı okudu
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.