“Her şey bir rastlantı gibi gelişiyordu ilkin. Hatta rastlantıların kesinliğine boyun eğip, ona alınyazısı demeye kalkışanlar çoğunluktaydı, Oysa yaşam uçsuz bucaksız, sonsuz da olsa onun içinde yer alan her devinim önemliydi, omuz silkip geçemezdiniz. Rastlantı ya da alımazısı demek; onları küçümsemek, geçiştirmek oluyordu. Çünkü bütün ayrıntıların bir yeri vardı. Bunların üzerinde durup düşünmeliydi. "