İki bölümden ve her bölümde 7 olmak üzere on dört öyküden oluşan bu eser, uzun zaman zihnimde dolanıp duracak. Olmayacak Şey adlı ilk bölümde Attila İlhan’ın “demlendikçe yalnızlığı aydınlanıyor muammer bey/olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması” dizeleri yer alıyor. Öykülerle çok alakalı olmakla birlikte bu dizeleri eritircesine anlıyor insanı ve özellikle kadınları yazarımız. Kadınların iç çekişleri, uğradıkları haksızlıklar, toplumdaki itilmişliği, var olma ve kendini kabul ettirme çabası, yalnızlaşması çarpıcı bir şekilde ve ilginç kurgularla ortaya koyuluyor. Feryal Tilmaç, olmayacak olanı, bir kadının bir kadını anlayabilmesini olduruyor. İkinci bölüm Ey Kızkardeş adını taşıyor ve Nilgün Marmara’nın “Yaslı yüreğin gözyaşı yasası /Nasıl da kaçınılmaz kızkardeş!/Sabah artı acısıyla örtünce karanlığın/Sonsuz olanağını,/Ses bilmeyen için ne kadar uzak!”dizeleriyle başlıyor. Kadınların çoğunun gözyaşı dökmeye mahkum edildiği hemen her öyküde dile getiriliyor. Bilinç akışı, geriye dönüş tekniği, iç monolog, mizahi anlatım gibi teknikler; metinlerarası ilişkiler; yer yer noktalama ve yazım kurallarını reddetme gibi unsurlar postmodernizmin yansımaları olarak karşımıza çıkıyor. Her öykü ayrı bir evrende sürüklenmemizi sağlıyor. Yazarla tanıştığım bir eser bu. Fakat diğer eserlerini okumak için de sabırsızım. Kesinlikle okunmalı dediğim eserlerden.

Aradım Yaz DedinizFeryal Tilmaç · İthaki Yayınları · 201834 okunma

·

11 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülşen Güzey