Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

206 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
BENİM GÖNÜL SIZIM ATSIZIM...❤
Türklük, Müslümanlık olmadan da yaşar ve netekim yaşamıştır ama Müslümanlık Türksüz yaşayamaz. Onu ancak Türklüğün sel gibi akan kanları ayakta tutmuş, tutabilmiştir. Türkiye"den ayrılan Arap devletlerinin zavallı, âciz ve gülünç durumları ortadadır." GÖKBİLGE ATSIZ "Milliyetçilik milliyeti olmayanlar için Faşizmdir." GÖKBİLGE ATSIZ Bu kitap Sayın Gökbilge Prof. Türkolog Hüseyin Nihal Atsız 'ın hem kendi kaleminden eklemelerle ilave olup, hem de kitapta bahsi geçen Aşıkpaşaoğlu'nun ağzından derleme olunup ve Ötüken yayınevi tarafından güzelce hazırlanıp elimize sunulmuş harika bir kaynakça arşivdir. Osmanlı'nın kurulmasından önceki Osman Beğ'in Dedesi Süleyman Şah zamanından başlayarak sürüp gelen harika bir destansı tarih sahneleri silsilesi. Tokat gibi çarpacak sizi heyecanlandıracak benden söylemesi. Tarih dediğin şey okuyarak öğrenilir azizim. Bunun kaçışı yok. Hatta bakın kitabın girişinde Atsız ne diyor: #77613283 İkinci üzerinde durulan mevzu ise üstüne basa basa bahsedilen Osmanlı Tebaası mevzusu. Yani bir şehir fetholunuyorsa kadına çocuğa zulmedilmeden kiliseler havralar yakılmadan. Gaza anlayışı. #77618290 #77618404 #77689643 •Sultan Murad Han Gazi dahi Karaman’dan bir tek kişinin çöpünü zulüm ile aldırmadı ve almadı. Zira ki Osmanlı Hanedanının istekleri ve âdetleri adalet üzerinedir.• Üstelik bu adalet kitapta bahsedilen bir olayda da tescilleniyor. --Karamanoğlu Beylerbeyi Rumeli fethi için Sultan II.Murad Han'a mektup yazıyor. Bu yerlerin kafir elinden kurtulup müslüman yurdu olması için. Hünkâr da müsade ediyor. Fakat Karamanoğlu o topraklara cihad ettikten sonra oradaki halka bir kafirin bile edemeyeceği kadar zulüm ediyor. Bunu duyan Murad Gazi de  tez vakit de yola çıkarak kafir askerlerle birlik oluyor ve Karamanoğlu'nun cezasını sonsuz bir bedelle ödetiyor. Peki daha adil nasıl bir insan olunabilir? Şu an bile en ufak bir kavgada kendi akrabamızı koruruz. Bazı anneler babalar çocuklarında kusur görmezler hata yapsalar da kabul ettiremeyiz. Kandaşını korumak demek yaptığı her şeye göz yummak değildir. __ Şimdi diyeceksiniz ki ee peki madem böyleyse fethetmesinler neden boş yere şehre girip adrenalin kasıyorlar? Şimdi birincisi kardeşim Bizans'ın elinde ihmal edilen halk Osmanlı tebaasıyla hayat buluyor ve çoğu bu tebaayı görüp Müslüman oluyor. Hatta onun içindir ki Yıldırım Bayazid Han için şu sözleri sarf etmiştir yazarımız: Hepsini adaletle fethetti. Onun için ki evvelki beğler halkı zulümle incitmişlerdi. Bayazıd Han hangi ile vardıysa halkı karşıladı. Onun adaleti dolayısı ile bazı beğleri dahi itaat ettiler. Bu fethin tarihi hicretin 792 sinde (milâdî: 20 Aralık 1389–8 Aralık 1390) vâki oldu. Ha şimdi de dersiniz ki kılıç zoruyla hem toprak genişlet. Hem de kılıç zoruyla müslüman et. Bak kardeşim diyelim ki bi evin var. Sekiz tane de çocuk sahibisin. Sen ve hanımınla beraber ettiniz mi on kişi. Her nüfus artımında yeni ev alma ihtiyacı hisseder misin? Evet. Peki gideceğin yerdeki komşuların da Müslüman olsun istemez misin? En azından ezan okunurken bangır bangır müzik açmazlar öyle değil mi? İşte bu gaza cihad anlayışı da tıpkı buna benzer. #77922792 #77641182 #77678720 #77715245 #77718240 Şu hikayeyle de örnekleri taçlandıralım Bu Bâb Onu Beyan Eder ki Sultan Mehmed Han Gazi, Mora’ya Ne Suretle Vardı ve Orada Ne Eyledi ve Nasıl Fetholundu. Bir gün Serez’den bir kişi Ballıbadra’ya varmış. Görmüş ki bir nice Müslüman kadını kâfirlere kulluk eder. Zorla iş gördürürler. Bu kişi bu kadınlara sorar: “Hey bîçâreler! Bu din âsilerinin memleketine nasıl düştünüz ki bu kâfirlere böyle hizmet edersiniz?”. Bu kadınlar dahi: “Hey kişi! Yalnız biz değiliz. Nice bizim gibi bîçâreler daha esir olmuşlardır. Bizim halimizi Allah bilir. Gayrı kimse bilmez” demişler. Hayahay ağlamışlar. Ondan sonra o kişi doğru Edirne’ye gelmiş. Bu kişi padişahla buluştu. Bu kadınların haberlerini bildirdi. Gördüğü halleri ona da aslı ile haber verdi. Padişah bu haberi işitince İslâm gayreti galebe etti. Hemen bütün askerini topladı. Gaza niyeti edip Mora memleketine yürüdü. Doğru körfeze vardı. Vardığı gibi fethetti. Her hisarın ki üzerine vardı, Hak Taâlâ onu bu Sultan Mehmed Gazi’ye nasib etti. O seferde Mora ülkesi tamamen fetholundu. Bütün hisarlarının malını ve esirini alıp tasarruf etti. Gazilerin hepsini zengin eyledi Nihayet oradan Üsküb’e yöneldi. Zaten Osmanlı 'da yönetim sadece padişahın elinde değildir. Valide sultan ve divan-i hümayunun etkisi ve hatta padişah zevcelerinin bile etki ve yetkisi vardır. Yani mutlak monarşi ya da bir zorba yönetim söz konusu değildir. Oligarşik bir sistemdir yani. Selçuklu ve önceki Türk devletlerindeki Kut inancı halifelikle taçlandırılmıştır. Kurultay Divan'a dönüşmüştür. Nasıl ki Kurultayda Hakanların sevgili eşleri toplantıya eşlik ediyorsa , burada da saltanat naibesi olarak valideler ve zevceler eşlik etmişlerdir. Ki hatta bu ileriki tarihlerde meşveret meclisleri şeklinde devam edicektir. Bunun en güzel örneği Kösem Sultan devrinde yaşanmıştır. Bizzat padişahsız kurulan bir toplantıdır. Sonra da Turhan Sultan ve Gülnuş Sultan devam ettirmiştir. Hiçbir padişah validesinden nasihat ve dua almadan divan toplantısına da katılmaz bu hadiseyle bu kitabı okurken sıklıkla karşılaşacaksınız zaten. Sadece kendi annesinden değil değer verdiği asker yarenlerinin anneleriyle de sohbet ederek nasihat alarak hatta şu anektod tescil edecektir #77985546 Padişahlar dediğimiz gibi kararlarını beyleriyle paşalarıyla akıl hocalarıyla fikir danışa danışa hatta alimlere dervişlere sora sora alırlar. Malesef ki Kızıl Ahmed , Çandarlı Halil gibi bazı hain vezirler bu fırsattan istifade ederek devlete hainlik etmeye kalkmışlardır. Canıyla da bedellerini ödemişlerdir okurken ben çok sinir oldum ben kalkıp öldürecektim neredeyse :)) Bazen çok fikir ayrılığı da iyi değildir keşke direk padişah kendi aklına uysaydı diyeceğiniz bölümler de var. Her kafadan bir ses çıkması iyi değil yani Hatta Yıldırım Bayazid Han 'ın Temür (Timur)'la savaşa girmesini ve ağır yenilgiye uğramasını Aşıkpaşaoğlu derviş vezirlerin hezeyanına bağlıyor. Okuyunca da göreceksiniz ki aslında padişahın aklına hiç yatmayan bir fikir bu savaş mevzusu daha sonra paşalar tarafından kaçınılmaz hataya sürükleniyor Yıldırım Gazi. Ve ayrıca devlet siyasetinde gerekirse kâfirlerle de iyi ve sıkı dostluklar kurabilirsin. Tıpkı Osman Bey'in Bilecik Tekfurunun emanetlerini alıp koruması aynı şekilde kendisinin de ona emanet teslim etmesi gibi. Hatta bu emanetler bir erkek tarafından değil bir kadın tarafından gönderiliyor. Yani namusunu teslim edicek kadar bir siyasi güven var ortada. Bunun dışında örf ve ananelerimizden,dervişlik anlayışından sıkça bahsedilmiş. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Hazır bu kadar gaza gelmişken şunu da bırakayım youtu.be/iJhPZzm6jhg Ve kendinize iyi bakın.  Demesem de bakın...
Aşıkpaşaoğlu Tarihi
Aşıkpaşaoğlu TarihiDerviş Ahmed Aşıki · Ötüken Neşriyat · 2017422 okunma
··
372 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.