Gönderi

Mehmed Akif'in ikinci ve uzun soluklu Mısır dönemi ise Mütareke ve Milli Mücadele sonrasıdır. Bilindiği üzere Büyük Millet Meclisi'nin 1 Nisan 1923'te apar topar seçim kararı alması üzerine 1923 yılı Ramazan ayı (Mayıs) başlarında ailesiyle birlikte İstanbul'a dönen 10 Mehmed Âkif'e Anadolu'ya ilk koşanlardan biri olmasına rağmen bir emekli maaşı bile çok görülmüştü. Milli Mücadele boyunca Burdur ve Biga mebusu" olarak önemli hizmetlerde bulunmuştu; daha da önemlisi bu mücadelenin ruhunu üstün bir belagatle ifade eden İstiklal Marşı'nın şairiydi. Dostlarının bu duruma kayıtsız kalması elbette düşünülemezdi. 1923 kışını Abbas Paşa'nın davetlisi olarak Kahire'de geçiren Akif, 1924 ilkbaharında döndü ve yıllardır üzerinde çalıştığı Asım'ın son parçalarını Sebilürreşad'da yayımladıktan sonra yaz aylarında kitaplaştırdı. Beş altı ay kadar İstanbul'da istirahat ettikten sonra Abbas Halim Paşa ile birlikte Mısır'a gitti (Teşrînievvel 1339/ 1923). O kışı Mısır'da geçirdi. Baharda tekrar avdet etti. Artık her sene kışları Abbas Halim Paşa'nın misafiri olarak Mısır'da geçirmekteydi. Bazı araştırmacılar, Akif'in Mısır'a bu gidiş- gelişlerini bir karar aşaması olarak yorumlarlar. Nihayet, pasaportunu alarak, arkadaşlarına veda ederek [21 Ekim 1925'de] Misır'a hareket etti. 1341/1925'den sonra da uzun bir müddet Mısır'da kaldı. Mısır Dârü'l-Fünûnu'nda [el-Câmiât'ul- Mısrıyye] kendisine bir ders verilince de adeta Hilvan'da inzivaya çekildi. Bu imkândan istifade ile bir taraftan dersleriyle, diğer taraftan da Kur'ân tercümesiyle meşgul olacaktı.
Sayfa 19
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.