Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

196 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Müzisyen, siyasetçi, yazar, yönetmen, senarist... Livaneli yapmışsa güzel yapmıştır, ben kim oluyorum da Zülfü Livaneli gibi bir kişiliği eleştireyim? Vasfım ne? İnsanlığa ne faydam dokundu, edebiyata katkım var mı? Yok mu? Öyleyse susayım. Bir kitabı (kendimizce) olumlu olumsuz yönleriyle değerlendirmek için kitap yazmış olmak mı gerekir? Livaneli eleştirilemez mi? Kendisini seviyoruz diye herhangi birinin her işini beğenmek zorunda mıyız? Severek okuduğumuz bir kitap yahut yazar hakkında olumsuz eleştiride bulunan birine rastlayınca ceylan yavrusu görmüş aç aslan gibi saldırıya geçmek doğru mudur? Hepsine kocaman bir HAYIR. Okuduğum üçüncü Livaneli romanı, üç kitabın bitiminde de aynı şeyler: Sanki devamı yazılacakmış ama bundan bir anda vazgeçilmiş gibi bir hava ve kitap boyu peşimi bırakmayan eksiklik hissi. Serenad, Kardeşimin Hikayesi, Son Ada... Hiçbirinde kitaba dahil olamadım. Ne Serenad'da Maya'yı hissedebildim, ne Kardeşimin Hikayesi'nde Ahmet'i, ne de Son Ada'da Yazar'ı. Karakterler buram buram yapmacıklık kokuyor. Yazarın anlatımı oldukça yalın, elinizdeki bir Livaneli kitabı ise süslenmiş cümlelere rastlamanız pek mümkün değil, edebî bir anlatım yok, bana kalırsa kendisinin edebî yazmak gibi bir kaygısı da yok. Livaneli için nasıl anlattığı değil ne anlattığı önemli. Neden böyle diyorum? Edebî anlamda doyurmadı ama okuduğum kitaplarında vermek istediği mesajları çok net aldım. Hatta bu mesajları kitaplarından birer alıntıyla açıklamak mümkün, Kardeşimin Hikayesi'nde: "Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez." Serenad'da: "Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan." Son Ada'da: "Ekolojik dengeyle oynamak her zaman felaket getirir." Bu alıntılar içinde bulundukları kitabın özü aslında. Kendisinin kitaplarını sade bir dille basit yazdığı için kolay okunabilir olduğundan sevenler vardır, ama Son Ada'nın ardından Livaneli kitaplarının benim beklentilerimi karşılamadığını anladım ben. Söz oyunlarının olmadığı, benim düşünmeme fırsat vermeden vermek istenilen mesajların söylendiği ve amaç o mesajı vermek olduğu için anlatımın pek önemsenmediği, beni insan ruhunun labirentlerine sokamayan bir kitap değil benim arzuladığım. Yalnız; ada metaforu üzerinden üzerinden sistem eleştirisi yapmak fikrini beğendim. Serenad kitabında Struma Faciası, Mavi Alay, Albert Einstein' ın mektubu gibi fazla bilinmeyen tarihi olaylara parmak basması da gayet güzel ama edebî hazzı es geçince işler yürümemiş pek. Son Ada'dan şu alıntılar "Livaneli için nasıl anlattığı değil ne anlattığı önemli" kısmını açıklıyor sanki: "kaba saba da olsa, hantal da görünse, arada bir saçmalasam da, hiçbir yazın değeri taşımasa da kendim anlatıyorum hikâyemi." "Elbette bütün bunları size çok daha usta bir biçimde, edebi cümleler kurarak aktarabilmeyi isterdim. Konuyu sade bir şekilde anlatmaktan alamıyorum kendimi. Çünkü basit bir anlatıcıyım ben. Şu defterin başında geçirdiğim saatler boyunca kendimi uyarıyorum hep, “Çağdaş yazarların yaptığı gibi yap, anlatılanın değil anlatım biçiminin önemli olduğu bir yapı kurmaya çalış, biraz cesur ol” diye. Ama bunları çok da önemsemiyorum. Benim amacım size ustalığımı kanıtlamak değil, hikâyemizi anlatmak. " "Söylemiştim size, işte benim yazarlığım bu kadar." Şimdi bunlardan ne anlamalı? Kendisi de yazdıklarının yazınsal değeri olmadığını kabul etmiş? Livaneli aslında çok iyi yazabilir fakat yazmıyor? Son Ada için ben "okumasam da olurmuş" dedim, siz okumuş ve "iyi ki okumuşum" demiş olabilirsiniz, saygı duyulur. Livaneli kitaplarıyla okuma serüvenimin başında karşılaşmış olsaydım belki farklı düşünürdüm, kitapları okuma alışkanlığı kazanmak için okunabilir ancak. Okuma işini merdiven çıkmaya benzetirsek Livaneli bu merdivenin alt basamaklarından birini oluşturabilir. Ama ben tutup da okuduğu kitap sayısı 500'ü aşan birine Livaneli öneremem, önermem, bana güler vallahi. Kardeşimin Hikayesi ek söyleşi kısmında yazarın şöyle bir ifadesi vardı: "müzik; edebiyat gibi duyguları anlatmıyor, bizzat yaşamak amacını güdüyordu" Valla Livaneli yazan öyle bir yazıyor ki iliklerine kadar yaşıyorsun, ben yola senin güzelim şarkılarını türkülerini dinleyerek devam edeceğim. İncelemeyi okuyanlar için şunu şuraya bırakayım, youtu.be/DFxIertsRIs Selametle...
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,2bin okunma
··
36 görüntüleme
Anna K. okurunun profil resmi
Ne güzel bir inceleme olmuş. Eleştirinin illa kötü cümleler sarf etmek olmadığını çok güzel göstermişsiniz.. Kaleminize sağlık..
Saadet Aydınlı okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim, çok teşekkür ediyorum :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.