Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir." -Yaşar Kemal- Son Ada'nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri "son sığınak, son insani köşe" olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: "Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu." Ancak bu durum uzun sürmez: Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır. Başkan, Son Ada'yı her tür "anarşi"den kurtarmaya kararlıdır. Adanın halinden hoşnut toplumunu "çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak" oluşturduğu "kurul"lar eliyle yönetmeye, adanın ağaçlıklı yolunu "park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş" bir hale getirerek başlar. Görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur. Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır... "Livaneli'nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya... Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı." -Prof. Lenore Martin, Harvard Üniversitesi- "Romanı bitirdiğinizde, bir yurdu yok eden kişilerin, küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz." -Hasan Akarsu, Cumhuriyet- (Tanıtım Bülteninden )
196 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1 Eylül 2009
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

196 syf.
8/10 puan verdi
·
47 günde okudu
SON ADA - Dikkat spoiler içerebilir!
Zülfü Livaneli bin okuduğum beşinci kitabı. Bence her evde her kitaplıkta bir Livaneli serisi olmalı. Sosyal temalara bu kadar güzel değinen yazarlarımız azdır. Son ada üstadın ustalık döneminin giriş eseridir. Kendisi bu kitabını en siyasi kitabım diye tanımlamıştır. Adaya gelen baskıcı biri var ve ada sakinlerinin sesini cikarmamasiyla zamanla daha çok baskı görüyor olmaları kitabın genel konusu. Bir Huzursuzluk yada Serenad etmese de Son Ada da güzel akıcı bir eser. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tüm hikaye ütopik bir adada( Minyatür Ülke) geçiyor. Huzur içinde, dostça ve kardeşçe yaşayan ada halkının günleri bahçelerden meyve ve sebze toplayarak, hayvanlarını besleyerek ve keyifli sohbetler ederek sürüp gidiyor. Minyatür ülke halkı yıllardır alıştıkları hayata mutlu mesut devam ederken, darbeci bir başkan emekliliğini geçirmek için bu
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202055,2bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşar Kemal'e göre Zülfü Livaneli'nin büyük bir romancı olarak kendisini kabul ettirdiği romanıdır. Gerçekten de okurken bir dünya klasiği okuyormuş gibi hissettim. Yaşar Kemal'in de referansı ile son derece beğendiğim bir kitap oldu kendileri. Son Ada, konu olarak bir ütopyanın distopyaya dönüşme hikayesini anlatıyor. Yazarın kitaptaki tabiri
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
7 saatte bitirdiğim, soluksuz okuduğum bir eser. Öncelikle Livaneli Türk edebiyatında sevdiğim kalemlerden biridir ve şimdiye kadar okuyup da sevmediğim bir eseri olmadı. Henüz okumayanlar İçin “Son Ada” bence güzel bir başlangıç olur. Kitaplarda siyaset okumayı hiç sevmiyor olmama rağmen asla sıkmayan, yormayan, buna rağmen vermek istediği mesajı ustalıkla verebilen harikulade bir kurgusu var. Son ada, gerçek olamayacak kadar güzel olan, dünya cenneti, adı gibi; türünün son örneği bir ada. Adalılar üzüntüyü, kavgayı, hatta yüksek sesi unutmuş, barış ve mutluluk içinde 40 hanelik bir cennette yaşarken, adadan birinin vefat etmesi ve bu adamın oğlu vasıtası ile adaya devlet başkanının yerleşmesiyle hikaye başlıyor. İnsan doğası, yönetimle, otoriteyle, medeniyet adı altında çeşitli baskılarla ve dönüşümle ada adeta bir cehenneme evriliyor. Doğayla ve hayvanlarla barış içinde yaşayan adalılar kendi cehennemlerini, yönetime boyun eğerek kendi elleriyle yaratıyorlar. Kitap bana iyi insan ve kötü insan kavramını, iyiliği ve kötülüğü çok sorgulattı. İnsan psikolojisini, doğal yapısını anlamak gerçekten imkansız. Eseri okuduktan sonra bana hak vereceksiniz. Tavsiye edeceğim ilk beş kitabın arasına girdi. Mutlaka okuyun.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ada/ Ülke /Dünya
Sayın Livaneli'nin bu kitabını okuduğunuzda sadece bir roman okumayacaksınız. Kendinizi ada halkından biri olarak bulacak, tükenmişliğin çaresizliğini yaşayacaksınız. Çünkü yapılan zulümlere ve haksızlıklara gerekli yerde ve zamanda ses çıkarmadınız. Demokratik (!) yollarla elinizden alınanlara seyirci kaldınız. Yıllarca komşuluk,dostluk yaptığınız insanların bir gecede etiketlenip dışlanmasına tepki göstermediniz... Şimdi bu günahların, "Bir adam" tarafından kandırılmaya (!) izin verilmesinin, onun peşine körü körüne takılmış olmanın, bencilliğin, vurdumduymazlığın, yapılan zulümlere sessiz kalmanın, küçük hırslara kapılmanın keffaretini ödeme zamanı... (Öyleyse) İyi okumalar
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Sakin, güzel bir adada alışılagelmiş bir hayat yaşarken; doğayı, insanı, kendinden başka birşeyi sevme yetisi olmayan bir misafirin gelişi ile ada sakinlerinin ona karşı gelemeyişi ile yaşananlar muhteşem anlatılmış bence. Tek adam yönetiminin yanlışlarını da ince bir dille anlatan mutlaka okunması gerek bir eser.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İlk İncelemem
incelemesini yaptığım ilk kitabımı paylaşmak istedim. Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabıydı. Cidden kitap önerildiği ve göklere çıkarıldığı kadar varmış. Kitapı okumadan önce, "sen o kitabı okuyamazsın, çok ağırdır diyenler de oldu." Ama ben kendi içimdeki ve bana yönetilen bu önyargıyı kırarak okudum, hiçde ağır olmadığı
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202055,2bin okunma
·
Puan vermedi
"Doğa'nın hassas dengesine yapılan bilinçsiz müdahelelerin, nasıl trajik sonuçlara yol açabildiğini, öylece ustaca anlatmış ki üstad okuyan herkes mutlaka çevresinden örnekler bulur. İnsanı düşündürmeye sevk eden eserler, çok fazla değildir etrafımızda. Bu da onlardan, birisidir, değerli bir örneğidir. İnce mizahi öğelerle, hafif zülfü yare değen dokundurmalarla, toplum panaroması sermiş önümüze yazar!
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
İyiki De Okumuşum Detirtecek Bir Kitap
Küçük bir adada yaşayan küçük bir topluluk metaforu üzerinden yönetim, toplum psikolojisi, toplum mühendisliği simgesel olarak çok hoş bir şekilde hikayeleştirilmiş. Gözü yormayan ve aynı zamanda akıcı bir üslupla verdiği mesaj derinliğinin çok yüksek olması yazarın kaleminin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Her seviyeden okuyucuya hitap eden nadir eserlerden biri. Herkesin okumasını istediğim bir kitap. Olumsuz eleştiriler ve incelemeler böyle güzel eserlere ve yazarlara ulaşmada ciddi oranda engelliyor. Tavsiyem herkes kendisi okuyup karar versin.
Son Ada
Son Ada
yazarı tanımak için güzel bir kitap. Okuyup kendiniz karar verin. Livaneli'ni eleştiren okurların incelemelerini de okudum. Acaba benim göremediğim, gözden kaçırdığım bir şey var mı diye. Malesef tutarlı bir eleştiri göremedim. Ağzına kalem sokan çok takipçili okurun uzun yazısı ve videosunun özetini şöyle bir örnek üzerinden izah edeyim. "Sayfa 48 de şöyle bir cümle geçiyor; 'Lara kocasının yüzünün karardığını fark etti.' Oysa biz biliyoruz ki yeryüzünde siyah, beyaz, kahverengi ve kızıl renginde insanlar var. Bu bir ağaca ağaç demek gibi. Dolayısıyla Livaneli burada mantık hatasına düşmüş." Tüm olumsuz eleştirilerinin mantığı bu. Yani elinde tutarlı pek bi donesi yok. Sonuç olarak eser kusursuz değil ama "şaha kalkmış bir atın ayağındaki çamura bakılmaz" sözü konuyu özetliyor.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma
196 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ütopyanın distopyaya dönüşünü okuyoruz genel yorum olarak. Yazarın da dediği gibi oldukça politik bir hikayeye sahip. Dünyadan neredeyse bihaber yaşayan bir ada ve halkı. Her şey günlük gülistanlık iken bir diktatörün gelişi ile değişiyor bu durum. Kitabı okuyanlar elbette bu diktatörümüzü haksız, suçlu buluyorlardır. Ama ben okurken ondan çok, aynen yazarımız gibi gördükleri karşısında ısrarla susan halka daha çok kızdım. Bugünümüzün, yarınımızın ve hatta geçmişteki herhangi bir dönemin doğrudan yansıması gibiydi her şey. Adalılar başlarına gelenlerin tek sorumlusu bana göre. Günümüzde yaşadığımız gibi insanları açlık ve açıkta kalmak ile tehdit ettiğinizde, kendi düşüncelerinizi ve isteklerinizi kolaylıkla empoze edebilir ve sizi desteklemelerinizi sağlayabilirsiniz. Sadece kendi çıkarından çok toplumun çıkarını düşünen bireyler bu duruma karşı çıkabilir ve dur diyebilirler. Ancak birlikten doğduğuna inandığımız kuvvet, bu ayrışım ve kendini farklı düşünen herkesten ayrı tutup, çoğunluk ile aynı düşüncede olunca haklı olduğuna inanılan zihniyet ile bu bahsettiğim bireyler maalesef başa çıkamıyorlar. Asla da çıkamayacaklar. Kitapta benimde içine düştüğüm bu ikilem çok güzel anlatılmış. Seçimler, sonuçları, pişmanlıklar, ego, bireysel çıkarlar ve daha niceleri. Birlik olabilmeyi başaran ve asla bölünmeyen, ve hatta bunun için en büyük fedakarlıklar gösteren martılar ise kitabımızın tek kazananıydı.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201355,2bin okunma

Yazar Hakkında

Zülfü Livaneli
Zülfü LivaneliYazar · 40 kitap
Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen. İlk yılları Tam adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’olup, aslen Artvin’in Yusufeli ilçesinden olan Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır. Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu çıktığında babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağına izafeten Livanelioğlu soyadını alır. Zülfü Efendi’nin erkek çocuklarından üçü de hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri Livanelioğlu, Yargıtay Başkanlığı’na kadar yükselmiştir. Kariyeri Ankara Cumhuriyet Lisesi mezunudur. Daha sonraki tarihlerde ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in kendisine hayatını değiştirecek bir sermayeyi hediye ettiğinden haberi yoktu. Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farantouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı. Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçıklık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu bir gün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti. Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "AltınAntigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı. Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk-Kul Forumu'nda yer aldı. Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov, Mikis Theodorakis gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu. 1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi. "Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi, Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun, Hayat Kisa, Serenad kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir. Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şuan yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejetaryendir. 19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır. Siyasi kariyeri Livaneli 1994 yerel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi. Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla Belediye Başkanı seçildi. Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti. Livaneli, istifasını açıklarken şunları söyledi: "CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.