Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu düşünce anlayışına karşıyım!! Herhangi bir konferans, sempozyum yahut arkadaşlar arasındaki grup tartışmalarda İslâm dini olsun, Kur'an-ı Kerim'de geçen âyetler olsun, bir soru sorulduğunda "Biz İlâhiyatçı değiliz, İlâhiyat okuyanlar cevap versin " denilmekte. Sadece İslâmiyet veya Kur'an-ı Kerim, İlâhiyat okuyanlara, imamhatip öğrencilerine, din görevlilerine indirilmiş gibi bir algı yaratılmış durumda. Soruluyor: "Müslüman mısın kardeşim ?", "Elhamdülillah, Müslümanım tabiki ." Mâdem müslümansın kardeşim, niye kendi dininle ilgili emir ve yasakları bilmiyorsun?! Kendi dininle ilgili sana soru sorulduğunda; sanki sadece İlâhiyatçıların bilmesi gereken bilgiler olduğunu söyleyip, köşeye çekiliyorsun. Müslümanım demen kuru bir iddiadan ibaret oluyor ! Soruyorum ne kadar doğru bir düşünce? İslâmiyet , Kur'an-ı Kerim sadece belirli bir kavim kesime gönderilmedi. Tüm insanlık için vardır. "Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir. (İBRAHİM/52)" Sadece "İnandım, müslümanım " demenin yeterli olmadığı, ilim/bilgi ve fikirle beslenmeyen bir imanın sönüp gittiği, yahut kuru bir iddia olmaktan ileri gitmediği de açıkça görüyoruz. Ne yazık ki ,Kur'an-ı Mübin, şu zamanda ve içinde bulunduğumuz toplumda ya şuursuzca okunup geçiliyor, ya da hiç dönülüp yüzüne bile bakılmıyor. Ne kadar acı bir durum ... Dinimiz için yeteri bilgi sahibi olmalıyız ; ama bu sahiplik her konuda fikir beyân etme hakkını da bize vermez. Değerli fikir adamlarımızdan olan Rasim Özdenören, "Müslüman'ca Düşünme Üzerine Denemeler " kitabında bu konuda beğendiğim bir paragrafta: İslam'a göre yaşama tarzı derken ,bu yaşamayı yalnızca davranışlara yansıma anlamında kullanmıyoruz. Aynı zamanda çevremize karşı takınacağımız tavrın, dünyanın gidişatına karşı mütalâmızın da Islâm'a göre biçim almış olması gerekiyor diyoruz. Yani düşünme alışkanlığımız İslâmi normlara uygun bir akış izlemelidir. Bu da , prensiplerin gerektirdiği normlara göre bir kafa yapısına sahip olmaya bağlıdır." demekte. Umarım bu fikir algısı en kısa sürede yıkılır, İslamiyeti en güzel şekilde yaşayan bir toplum haline geliriz ki bizden sonra gelecek nesillerde İslâmiyeti hakkıyla yaşasın, yaşatabilsin🍀...
··
32 görüntüleme
Miss Oblomov okurunun profil resmi
İslâm'da Hristiyanlık ve diğer dinlerde olduğu gibi bir ruhbanlık sınıfı yoktur. Yani dinî anlama, anlatma ve yaşama sırf bir grup din adamının tekelinde ve sorumluluğunda değildir. Bakışlarımıza bu hâkim görüşün yerleşiyor oluşu biz Müslümanlar için büyük bir tehdit olarak ortada duruyor ne yazık ki.. Elbette her Müslüman birer İmam Ebû Hanife, birer İmam Şafii olacak diye bir kaide söz konusu değil, buna gerek de yok ve mümkün de değil zaten. Ama her Müslüman en az dininin gereklerini yerine getirebileceği ölçüde bir din bilgisine sahip olmalı ki yaşantısına da bizzat geçirebilsin aziz İslâm'ı.. Akledenler olmak duâsıyla..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.