Gönderi

1724 syf.
10/10 puan verdi
Risk Alarak Yazıyorum
YIL 1789, evet İSYAN!!!!! Yıllardır ezilen, yakılan, yıkılan, dövülen, sövülen Halk. Savaşlarda tüfekle savaştan sonra vergilerle öldürülen halk. Açlıktan ekmek kemirip buna da şükür derken en sonunda kemirecek ekmeği de bulamayan HALK. AÇLIKTAN, sefaletten, umutsuzluktan, geleceğin karanlığından, acı çığlıklarının kimse tarafından duyulmamasından ayaklandı. Kendilerine kulak tıkayanlara karşı ayaklandı, kendileri günlerce açken lüks içinde yaşayanlara karşı ayaklandı, kendileri hep savaşıp hem vergilerin ağır yükünü çekerken, savaştan ve vergilerden muaf olanlara karşı ayaklandı. Saraya karşı, aristokrasiye karşı, kiliseye karşı ayaklandı!!!! Tamamen açlıktan, tamamen sefaletten, yokluktan, ölümden ayaklandı. Ve aşağıda iki parçasını göreceğiniz, sadece hak ve özgürlükleri bir metne bağlayan Yurttaş Hakları Bildirisi’ni manifesto olarak destur edindi. “Ulusal Meclis halinde toplanan Fransız halkı temsilcileri, Toplumların Uğradıkları Felaketlerin ve Yönetimlerin Bozulmasının Yegane Nedeninin; İNSAN HAKLARININ BİLİNMEMESİ, UNUTULMUŞ OLMASI YA DA HOR GÖRÜLÜP K LE ALINMAMASINA BAĞLI OLDUĞU GÖRÜŞÜNDEN HAREKETLE; insanın doğal, devredilemez ve kutsal haklarının resmi bir bildiri içinde açıklamaya karar vermişlerdir.” Yurttaş Hakları Bildirisi/ÖNSÖZ “Her siyasal toplumun amacı, insanın doğal ve zamanaşımı ile kaybedilmeyen haklarını korumaktır. Bu haklar; ÖZGÜRLÜK, MÜLKİYET, GÜVENLİK VE BASKIYA KARŞI DİRENMEdir.” Yurttaş Hakları Bildirisi/Md. II Evet, Yurttaş Hakları Bildirisi sadece toplum düzenine ilişkin temel ilkeleri düzenler. Açlık ve sefalet kelimeleri tek bir cümle de dahi geçmez. Soyut ve gözle görülmez, el ile tutulmaz hükümlerdir. Öyleyse diyebilir miyiz ki, devrim yapan ile devrim yazan bağıntısızdır. Devrim yapanların tamamı kandırılmış, bazı çıkarlara alet edilmiştir. Bu cümlenin çok küçük bir haklılık payı olsa da, büyük oranda bu durumun tam tersi geçerlidir. Bireylerden oluşan her toplum yozlaşmadan yaşamak , her bireyini değerli kılmak, aç kalmamak, sefalet çekmemek, eşit bölüşüm istiyorsa temelini sağlam bir zemine oturtmak zorundadır. Bu zeminde temel ilkelerle ve tüm toplumun çıkarına /herkesi kapsayan yasalarla mümkündür. Peki bu yasaları kim yapacaktır, egemenlik hakkı kimdedir? Egemenlik hakkı kayıtsız şartsız milletindir, dendikten sonra bu egemenlik hakkı nasıl kullanılacaktır? Doğrudan demokrasi uygulanabilse dahi bireylerin toplam iradesinin vereceği karar; tüm toplumun yararına, verilebilecek kararların en doğrusu mu olacaktır? Toplam iradenin yanılması durumunda ne olacaktır? Çok zor sorular. Keşke kendime bu kadar zor sormasaydım. Elimizden geldiğince cevaplamaya gayret edelim bakalım. Egemenlik hakkı toplumların en büyük sorunudur. Bu hak farklı toplumlarda farklı şekillerde kullanılmıştır. Her kullanılış şeklinde de çok büyük başarıları ve çok büyük hüsranları mevcuttur. Her Cumhuriyet rejimi başarılı olmayacağı gibi, her monarşi de başarısızdır diye bir durum söz konusu değildir. Muhim olan egemenlik hakkını elinde bulunduranların yönetilenlere karşı takındığı tavırda, bilgisinde, ahlak ve etik düzeyinde gizlidir. Ödevi sadece yönetenlere yüklemek de çok doğru bir davranış şekli değildir. Yönetilenlerin de bulundukları topluma karşı ödev ve sorumlukları vardır. Bu sorumluluklar vergi vermek, askere gitmekten ziyade özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkmak, her zaman tetikte bulunmak, yönetenleri takip etmektir. Elbette bu takibin yapılabilmesi için yönetilenlere hak ve özgürlüklerin öğretilmesi gerekir. Kanaatimizce de yönetim şekli ne olursa olsun, halkın eğitim düzeyinin yükseltilmesi her yönetim şekli ve toplumun refah seviyesinin yükselmesi için olmazsa olmazdır. Temel hak ve özgürlükleri sağlam zemine oturttuk, egemenlik hakkını verdik. Bitti mi elbette bitmedi. Sıra geldi, belirlenen hakların korunmasına. Bu koruma kime karşı neye karşı? Topluma ve toplumu oluşturan bireylere yapılan her türlü saldırıya karşı. Zaten devleti de bunun için kurmadık mı? Toplumun en sıkıntılı, üzerinde kitaplar yazılmış, her zaman tartışmaya açık konusu Suç ve Ceza. Suç nedir? Suç toplumu veya toplumu oluşturan bireyleri haksızlığa uğratma durumudur. Suç olması için öncelikle toplum olmalıdır. Doğada suç diye bir şey yoktur. Herkes herkesi öldürebilir, dövebilir, elindekini alabilir, yerini gasp edebilir. Suç ancak topluma karşı işlenebilir. Suç ve cezanın en tartışmalı noktası da buradan çıkar. Her suçun toplum vicdanında bir karşılığı vardır. Bu karşılık cezadır. Ceza toplum vicdanıdır. Suç karşılığında verilen ceza, suç işlenen bireyin vicdanını mı rahatlatmalıdır yoksa toplumun vicdanını mı? Toplum vicdanı nedir ve nasıl belirlenir? Toplum işlenen suçların belirlenmesi ve karşılığı olan cezaların toplum adına hükmedilmesi için yasalar yapmış ve bu yasaların yürütülmesi için kurumlar kurmuştur. Bu kurumlar yasalara uygun olarak, toplum adına ve toplum vicdanına kulak vererek karar vermek zorundadır. Peki yasalar ile toplum vicdanının örtüşmediği durumlarda ne olacaktır? Her suçun karşılığı bir yasa var mıdır? Her suç kendi içinde münferittir. Kendine has ve özel durumları vardır. Yasalar ise geneldir. Bazı genişletmelerle; kast, olası kast, taksir, irade sakatlanmaları, tahrik gibi, genişletilse de genel olarak suç konusunu münferit olayla genel olarak birebir örtüşmez. Bazen çok küçük suçlar çok büyük cezalar alabildiği gibi bazen de çok büyük suçlar cezasız kalabilmektedir. Olay tüm detayları ile doğru olarak bilinse dahi toplum vicdanı ile cezanın örtüşme durumu çok rastlanan bir durum değildir. Dünyada halen idam ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mevcuttur. Caniler, insanlıktan çıkmışlar hariç toplum vicdanı bu kadar ağır mıdır? Toplum kötülüğe kötülükle karşılık veren bir müessese midir? Suç işleyen mahkumlar her ne kadar suç işlemiş olursa olsunlar bir zamanlar toplumu oluşturan bireylerdir. Mühim olan suç işleyenleri ehlileştirmek midir yoksa onları toplumdan izole etmek midir? Bu işlenen suçlarda toplumun hiçbir etkisi yok mudur? Sorular sorular… Kanaatimizce suç cezalandırılması gereken bir eylem değil, önlenmesi gereken eylemdir. Suç işleyen bireylerde toplumdan izoleden ziyade topluma kazandırılması gereken bireylerdir. İşlenen suçlarda neredeyse suçlu kadar toplumunda payı vardır. Bir toplum suç oranını azaltmak istiyorsa, bireylerine gerekli eğitimi vermek zorundadır. Eğitim seviyesi yükseldikçe suç seviyesi azalacaktır. Elbette yok olacak değildir. İnsan hayvani güdüleri bulunan bir varlıktır. Bu hayvani güdülerle her insan her an suç işleme potansiyeline sahiptir. Suç ve ceza her insanın başına gelebilir. (caniler hariç) Toplum suç işleyen bireyleri cezalandırmalı ancak ceza ile beraber zihninde suçludan kaçmak, izole etmek olmamalı. Onu topluma yeniden kazandırmak olmalı. Unutmamalıdır ki işlenen her suçta suçlu kadar toplumda sorumludur. Evet yazımız bu kadar. İnceleme çok dağıldı. Fransız İhtilaline, hak ve özgürlüklere, suç ve cezaya bir el attı. Ama Sefiller kitabı da bu. Daha da fazlası. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Halk El Sanatları ve Neşriyat · 197587.9k okunma
··
357 views
Ayşe* okurunun profil resmi
Ben toplumun eğitim seviyesinin yükselse dahi suç oranlarının düşmeyeceğini düşünüyorum, belki hırsızlıktan doğan suçlar azalır, belki kimse ekmek çalmaz ona gereksinim duymaz ama ben bu insanın hayvani duygularının ehlileştirileceğini hiç sanmıyorum. Aksine, refah ve konfor alanı genişledikçe insanların daha çok zıvanadan çıkacağını düşünüyorum, ki okuduklarım, izlediklerim bana bunu hissettiriyor. Mesela Ortaçağda daha uzun ve sağlıklı yaşamaya çalışanlar sokaktaki fakirler değil, saraydaki aristokratlardı, bunu belli bir eğitim seviyesinde olabildikleri için araştırıp, çabalayıp daha uzun yaşamak adına sokaktan çevirdikleri fakir insanların kanını içmekte tereddüt etmediler, bknz
Mumyalar, Yamyamlar ve Vampirler
Mumyalar, Yamyamlar ve Vampirler
yani insan temelinde vahşidir. Biz ehlileşeceğini düşünmemekte öyle olsun isteriz, bence öyle olmayacak. Bana kalırsa da insanoğlu yeryüzünde çok bile kaldı artık türümüzün neslinin tükenmesi gerek en azından dünyanın selameti için :) 🌸 sevgiler ibo ağzına sağlık.
İbrahim okurunun profil resmi
Ben de insanın doğuştan kötü olduğunu iyiliğin insana öğretildiğini düşünüyorum. Teşekkür ederim Dostum değerli yorumun için. Sevgiler, selamlar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.