Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

157 syf.
7/10 puan verdi
Voltaire ve Biz
Fransız Aydınlanması'nın filozofu, ihtilalin ve özgür düşüncenin ateşleyicisi, rasyonel bir düşünür olan Voltaire'den dinliyoruz "bizim tarihimizi". İlk başta kitaba ön yargılı yaklaşılsa da, içeriğini gördüğünüzde "Bunları Voltaire mi söylemiş?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. Yer yer İslam'ı, Türk Milleti'ni, Osmanlı'yı eleştirmekle birlikte, bu eleştirinin ölçüsünü gerçekten tarafsız ve rasyonel olarak yapıyor. Eleştirdiği hemen her hususa birtakım olgu, görüş ve anlayışları gerekçe göstererek yapıyor eleştirisini. Hatta normal bir Avrupalı' ya göre Voltaire gerçekten iyimser kalıyor. Nitekim Avrupa'yı da "biz" diyerek iğneyi kendi milletine batırmaktan da geri kalmıyor, hatta bazı Avrupalı tarihçileri de yanlı oldukları için tenkide tabi tutmaktan vazgeçmiyor. Kitaptan bazı satırları paylaşarak bu konuyu kapatayım; "Biz o kitaba sayısız saçma sözler kondurduk. Oysa, Kur'an'da bunların hiçbiri yoktur. Keşişlerimizin asıl zoru, müslüman olan Türklerle idi. İstanbul'un fatihlerine başka türlü karşı konulamayınca, onlar aleyhine bir suru kitaplar yazıp durdular. Sayıca Yeniçerilerden üstün olan yazarları­mız, kadınları partilerinde kazanmaya uğraştılar. Sözde, Muhammed kadınları akıllı yaratıklardan saymazmış; Kur'­ an'ın hükümlerine göre hepsi köleymiş. Bu dünyada hiçbir varlıkları olmadığı gibi, cennette de yerleri yokmuş. Baştan başa yalan olan bütün bunlara Avrupalılar inan­mıştır." [sh. 16] "Fransızlar, savaştan önce el­lerine geçirdikleri Türk esirleri öldürmüşlerdi. Bayezit de zaferden sonra bu kötü örneğe uyarak, Fransızları yok et­mişse buna hiç de şaşılamaz! Ancak, o Fransızlar'dan yirmi beş şövalye ayırdı. Bunlar­ arasında, sonradan Burgonya Dükü olan Kont de Nevers de vardı. Onun kurtulmalığını alırken: "Bana karşı bir daha eline silah almayacağına yemin ettirebilirdim ama senin yeminini de silahlarını da umursadığım yok." demiş. Ardın­dan Burgonya Dükü, Orlean Dükünü öldürdü ve sonra ken­disi de VII. Şarl tarafından katledildi. Ve biz Fransızlar, Türklerden daha insaniyetli olduğu­ muz kuruntusuyla övüneduralım!" [sh. 34] "Demir kafes hikayesini ve Beyazit'in karısına yapılan hakareti, Türklerin Timur'a atfettikleri yüksek yiğitlikle bağ­daştırmak zordur. Türklerin ifadesine göre; Timur Bursa'ya girdiği zaman, Bayezit'in oğlu Süleyman'a, Büyük İsken­der'e yaraşan şu mektubu yazmış: "Bayezit'in düşmanı olduğunu unutmak istiyorum. O­nun çocuklarına babalık edeceğim. Şefkatimin sonuçlarını beklesinler. Aldığım yerler bana yeter. Vefasız felekten başka lütuflar bekleyemem." [sh. 36] "gerçek olan ve dikkatimizi çeken bir şey varsa; o da Timur'un o büyük zaferinin Türk İmparatorluğu'ndan ufak bir parça dahi eksiltmediğidir. Bayezit'in oğulları arasında on üç yıl süren kavgadan Timur'un faydalandığı görülmedi. Bayezit'in felaketi şunu kanıtlamıştır ki; Türkler yenile­ bilse de boyunduruk altına almamayan savaşçı bir ulustur." [sh. 37] "Türk İmparatorluğu, Avrupa devletlerinden hiçbirine benzemez. Fakat; oradaki kanunların, bir kişinin keyfi üz­ erine kitleler asıp kesmeye elverişli olduğunu düşünmek hatadır. Bizler öyle sanıyoruz ki, bir çavuş, eline bir hattl şerif (padişah buyruğu) alarak şehirdeki bütün aile reis­lerinden, padişah adına kızlarını ve paralarını toplayabilir. Gerçekten, Türk yönetiminde korkunç yolsuzluklar olmak­ tadır. Ama bunun kötülüğü ulustan ziyade, devlet adam­larının sırtına yüklenir." [sh. 54] "(Türkler) Osmanlı soyuna çok bağlıdırlar. Bir sul­tanlarını atarlar veya boğdururlarsa, onun yerine Osmanlı Hanedanı'ndan başka birini getirirler. Halbuki, Yunan İm­paratorluğu, katliam ve cinayetlerle türlü ellere geçmiştir." [sh. 54] "Bütün tarihçilerimiz, Türk İmparatorluğu'nu istibdada dayanan bir devlet olarak göstermekle bizi çok aldatmışlardır." [sh. 55] "Türk devleti bir demokrasidir." (Bu görüş Voltaire ait olmamakla birlikte, "en derin bilgilere sahip" diyerek övdüğü Kont de Marsigli'den alıntı yaptığı satırlar) [sh. 55] "Bizim zannımızca, birçok milletlerin Müslümanlığı kabul etmesi bu dinin beden isteklerine elverişli oluşun­dandır." [sh. 57] "Doğu beylerinin, prenslerinin ve derebeylerinin saraylarında besledikleri niceliği belirsiz kadınların sayısını dörde indirmekte ne sersemliği ne de pisliği andıran bir şey göremiyoruz. Hazreti Süleyman'ın yediyüz karısı ve üç yüz odalığı olduğu söylenir. Araplar ve Yahudiler iki kız kardeş­le evlenebilirlerdi. Bu gibi evlenmeleri ilk defa yasak eden Muhammed olmuştur (Sûre IV). Pislik nerede? Huriler hak­kında da sorabiliriz: Pislik nerede? Allah'ın emri olarak ka­bul ettiğimiz nikahlı birleşmelere pislik diyemeyiz ya!" [sh. 57] "Türklerin sırtına yüklediğimiz iftiralarla koskoca bir kitap olur." [sh. 59] "Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Hem kıyıcı hem de merhametlidirler. Açgözlüdürler fakat hırsı­zlıkları hemen hemen hiç yoktur; boş vakitlerini kötüye kul­lanmazlar; içlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezler arasında en az genelev kadını olan şehir İstanbul' dur. Dinlerine pek sıkı bağlı olan Türkler, Hristiyanlardan tiksinirler; onlara kafir gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları bütün ülkeleri içinde, hatta devlet merkezinde hoşgörür ve korurlar. İstanbul'daki Hristiyan mahallesinin sokaklarında, paskalya yortusunda, ağır yürü­ yüşle yapılan ayinlere izin verildiği gibi, bu törenlerin başın­ da dört yeniçerinin muhafızlık ettiği de görünür. Türkler gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar; yiğit­ tirler fakat düello etmezler; çünkü ancak harbe giderken kılıç taşırlar. Eski Yunanlılar ve Romalılarda da adet öyleydi, Bunun tam aksine, barbarlık ve şövalyelik çağlarından beri Avrupalılarda, yaya giderken bile topuğuna mahmuz tak­ mak, belinde kocaman bir kılıçla yemek masasına oturmak, veya Allah'a dua etmek, bir vazife hatta bir onur meselesi olmuştur!" [sh. 59] "Hristiyanlık için felaket ve uğursuzluklarla dolu çok uzun bir devir, bu adamın (Barbaros Hayrettin Paşa'nın) İstanbul'da ölmesiyle şiddetini kay­betti." [sh. 70] "Bu yeni vezir (Numan Köprülü), Avrupalılar içinde kültürü az olanlarca an­laşılması güç, Türk tipinin tam bir örneğiydi: Kanun dışına tek adım atmayan dosdoğru bir adam!" [sh. 119]
Türkler Müslümanlar Ötekiler
Türkler Müslümanlar ÖtekilerVoltaire · İgüs Yayınları · 2011221 okunma
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.