Gönderi

Ben böyle yemin edemem
O cemiyete girmiş olmaktan çok fazla, Fatin Efendi ile tanışmış olduğu için seviniyordu. Hem sarıklı hem matematikçi yani hem Doğu'yu bilir hem pozitif bir ilimde ihtisas için uğraşır biri olma, onun gözünde her Müslüman aydınının ideali olmalıydı. Fatin Efendi'de en çok sevdiği hâl buydu. Bu tarihten sonradır ki Âkif, Fatin Efendi ile sıkı fıkı arkadaş olmuştur. Şu var ki Akif, Fatin Efendi'yi severdi demek onunla hiç darılmamış manasına gelmez. Fatin Efendi'nin Akif'i ziyaret için Baytar Dairesine uğradığı günlerden biriydi. O, mümeyyiz Şevket Bey'e şunları anlatıyordu: "Bir gün Vaniköyü’ne gitmiştim: Bizim Beylerbeyi'nden yürüye yürüye; Fatin Efendi davet etmişti de onun için. O gün bir parça yağmur yağıyordu. Hoca gelmeyeceğimi sanmış, ahbabına gitmiş, ertesi gün geldi; güya özür dilemeye... Yağmurmuş da benim gelmeyeceğimi sanmış da... Bilmem ne. O gün kendisine şunu dedim: -Hoca hoca bak bana, söz ancak ölüm yatağında olursun da yapamaz hâlde bulunursun, o zaman tutulmaz." Eski milletvekili, arkadaşının tabutu arkasında yürürken yahut onun ölümüne, Mum gibi yandı ciğer, çünkü vatan türküsünü Hep geçen kapkara günlerde, terennüm etti. Çıktı "Kırklar" bir ağızdan dediler tarihin; İçimizde vatan şâiri “Akif" gitti. kıtasını tarih düşürmek için yazarken, kim bilir bu mazi gözü önünde ne renklerle canlanmıştır!
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.