Gönderi

Kesinlikle bazılarına anlatmak istediğim.
Siz ente­lektüel olarak, duygusal olarak boğulmuşsunuzdur; salt yi­neleyen bir zihniniz vardır, başkalarının yapmış olduklarını kopyalarsınız, onlara öykünürsünüz; bitmek tükenmek bil­meden Gita’yı ya da Upanishad’ları ya da başka bir kutsal kitabı aktarırsınız, ama zihinsel olarak aç, boş ve körelmişsinizdir. İşyerinizde zihinsel olarak öykünür, onu kopya­larsınız; işyerinizde, fabrikanızda ya da evinizde sürekli ay­nı şeyleri yaparsınız—sürekli yinelersiniz. Böylece canlı, berrak, mantıklı, sağlıklı, özgür olması gereken zeka boğu­lur. Orada hiçbir çıkış, hiçbir yaratıcı etkinlik yoktur. Duy­gusal olarak, görsel olarak açlık çekersiniz, çünkü siz du­yarlı coşkuyu, güzelliği görme duyarlığını, hoş bir akşamın tadını çıkarmayı, bir ağaca bakıp doğayla içi içe olmayı yadsırsınız. Öyleyse geriye ne bıraktınız? Yalnızca size öz­gü yaşamınızı. Ve bu yaşam kocaman bir soruna dönüşür.
Sayfa 147 - Ayna Yayınları, 1.Basım, Eylül 2000
··
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.