Bu incelemeyi yapıp yapmama arasında kararsız kaldım ama sonunda bir şeyler yazmam gerektiğine karar kıldım. Çünkü kitapla ilgili benim gördüğüm tüm yorumlar olumlu. Yorumlara bakarak okumaya karar vermiştim. Ama benim için zaman kaybı olmaktan öteye gitmedi. Okurken o kadar çok cümlesi ile savaştım ki! Bir kere anlatım çok basit. Edebi anlamda bir doyuruculuk söz konusu bile değil. Çok yerde ortaokul, lise düzeyinde cümleler var. Ortada bir kurgu var ama kurgu bile kurgu olduğunu anlayamamış. Üç bölümden oluşan kitapta birinci bölüm yazarın kendi yarattığı karakterlerle konuşmaları şeklinde geçiyor; tamamen Oğuz Atay olmaya çalışmış ama yanına yaklaşamamış duygusu uyandırdı. Felsefe yapmak istemiş ama sosyal medyada herkes tarafından paylaşılan, içi doldurulamayan boş cümlelerden öteye gidememiş. Birkaç cümlesine katılmam dışında sevnedim sevemedim. Neresinden tutmaya çalışsam elimde kaldı. Dalında olgunlaşmadan çürüyen meyveye benzettim ben bu kitabı. Genç yazarımız belki felsefe için ayırdığı zamanı edebi eserler için de ayırırsa bundan sonraki kitaplarında daha başarılı bir çalışma ortaya koyabilir.