Gönderi

Yine ne naif, ne zarif, ne yerinde bir saptama ve kaleme döküş, "...Evvela içeceğiz... dedi. Sonra bu güzel denizin bize ettiği şu balıkları yiyeceğiz. Ve şu bahar saatinde bu lokantada, bu denizin karşısında olduğumuza şükredeceğiz. Sonra da kendimize mahsus, şartlarımıza uygun yeni bir hayat kurmaya çalışacağız. Hayat bizimdir; ona istediğimiz sekli vereceğiz. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masa bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O hayatın içinden fışkırır..."
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.