Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

680 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bugün nihayet Stendhal’ın Kızıl ile Kara’sını bitirdim. Kitap bitince yatağımda uzanmış, yatıyordum. Elimde kitap kalakaldım öyle. Put kesildim sanki. Ne kadar gözkapaklarım kımıltısız duvarlara baktı, anımsamıyorum. Stendhal’a hayran olmamanın olasılığı yok. Anlatımı öyle canlı ki… Ahh! Julien diye kaç kere fısıldadım kendi kendime. Erkekler ile kadınlar… İki cinsle ilgili olarak romanlar yazılır. Filmler çevrilir. Şarkılar bestelenir. Ama yine de erkekler ile kadınlar kedi ile köpek birbirleriyle didişip dururlar. Her iki cinste birbirlerini anlamadıklarından yakınırlar. Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorduk. Erkek arkadaşından şikayet edip duruyordu. “Beni seviyor mu? Sevmiyor mu? Anlamıyorum “diyordu. Tam da o sıra bu romanı okuyordum. Anlattıklarıyla romandaki Julien karakterinin yaptıkları nasıl da uyuşuyordu. Şaşaladım. Evet, Stendhal’ın gerçekçiliği buradan geliyor. Öyle bir karekter yaratmış ki, hangi yüzyılda olursa olsun, evrenselliğinden hiç bir şey yitirmeyecek. Roman “Gerçek şu buruk gerçek” diye başlıyor. Ne güzel bir söz! Roman 1815-1830 yılları arasında Fransa’da restorasyon döneminde geçiyor. Bu dönemde krallık rejimi yeniden dirilmeye başlamıştır. Toprak aristokrasisi, yeniden iktidarı ele geçirmiştir. Eski krallık rejiminin kurumlarını egemen kılmaya çalışmaktadırlar. Roman, bir aşk romanı gibi gözükse de, o dönemdeki aristokrasi ve rahipler sınıfının nasıl yozlaştığını da gözler önüne serilmektedir. Bu arada köylü sınıfından birinin ( Julien’in ) yükselişini içlerine sindiremeyen aristokratların kendi çıkarları için insan yaşamını hiçe saymaları insan tüylerini ürpertiyor. Sizler de okuyun. Seveceksiniz.
Kızıl ile Kara
Kızıl ile KaraStendhal · Can Yayınları · 202110bin okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.